4 Haziran 2013 Salı

KPSS Tarih Konu Anlatımı - Osmanlı Kültür ve Uygarlığı 2

KPSS Tarih Konu Anlatımı  - Osmanlı Kültür ve Uygarlığı 2


.
.
.
.

                                                                                            OSMANLI KÜLTÜR VE UYGARLIĞI  2                                                                         
TOPRAK YÖNETİMİ
MALİYE
EĞİTİM- ÖĞRETİM VE BİLİM SANAT
HUKUK SİSTEMİ
TAŞRA YÖNETİMİ
Osmanlı Devleti’nde topraklar; Miri topraklar, Mülk topraklar ve Vakıf topraklar olmak üzere başlıca üç bölüme ayrılırdı.
A-Miri Topraklar:
Fetih yolu ile devlet mülkiyetine geçen arazilerdir. Fethedilen topraklar Nişancı tarafından devlet malı olarak kaydedilirdi. Bu topraklar ekilmek şartı ile yine eski sahiplerine bırakılırdı. Bu araziler devlete ait olduğu için devredilemez, satılamaz idi. Miri toprakların başlıcaları şunlardır:
1-Dirlik Arazi:Devlet, bu toprakları vergi gelirine göre kısımlara ayırır ve hizmet karşılığı olarak devlet memurlarına verirdi. Dirlik sahipleri aldıkları bu toprak karşılığı devlete asker (Tımarlı Sipahi) yetiştirirlerdi.
  Dirlik arazi gelirlerinin büyüklüğüne göre üçe ayrılırdı:
Has:Yıllık geliri 100 bin akçe ve üzerindeki topraklardır. Hanedan mensuplarına, Divan üyelerine, beylerbeylerine verilirdi.
Zeamet:Yıllık geliri 20-100 bin arasında olan topraklardır. Kadı, subaşı gibi orta dereceli memurlara verilirdi.
Tımar:Yıllık geliri 3-20 bin akçe arasında olan topraklardır. Genellikle savaşlarda yararlılık gösterenlere verilirdi.
2-Mukataa Arazi:Gelirleri doğrudan doğruya hazineye aktarılan arazilerdir.
3-Ocaklık Arazi:Gelirleri kale muhafızlarına ve tersane giderlerine ayrılan sınır boylarındaki arazilerdir.
4-Yurtluk Arazi:Gelirleri, sınırları korumak amacıyla Türkmen boylarına verilen sınır arazileridir.
5-Paşmaklık Arazi: Gelirleri padişah kızlarına ve ailelerine bırakılan topraklardı.

B- Mülk Topraklar
Padişah tarafından üstün hizmetler karşılığında kişilere özel olarak verilen arazilerdir. Bu arazi sahipleri toprağı istedikleri gibi kullanabilirlerdi. Satabilir, devredebilir veya miras bırakabilirdi.

C-Vakıf Topraklar
Gelirleri cami, medrese, hastane, aşevi gibi işlere harcanan topraklardır. Bu tür topraklardan devlet vergi almazdı.
  Osmanlı Devleti’nde maliyenin başında Defterdar bulunuyordu. Devlet hazinesine Hazine-i Amire denirdi.
  Osmanlı Devleti’nde ilk para Osman Bey tarafından bastırılmıştır. Para birimi Akçe idi. Fatih zamanında ise ilk altın para bastırılmıştır. İlk kağıt parayı ise Abdülmecit bastırmıştır. Kağıt paraya da Kaime denmiştir.

Osmanlı Hazinesinin Gelir Kaynakları :
1-Halktan alınan vergiler. Bunların başında Müslüman olanlardan alınan öşür vergisi ile gayri Müslim halktan alınan haraç ve cizye vergileri vardı.
2-Gümrük, maden, orman ve tuzla gelirleri
3-Savaşlardan elde edilen ganimetlerin beşte biri,
4-Bağlı beylik ve yabancı devletlerden alınan vergiler

Osmanlı Hazinesinin Başlıca Giderleri :
1-Devlet memurlarına ödenen maaş
2-Savaş masrafları ve ordu giderleri
3-Askerlere ödenen ulufe ve cülus giderleri
4-Bayındırlık ve imar  harcamaları

Osmanlı Maliyesinin Bozulma Nedenleri:
1-Coğrafi Keşifler sonucunda ticaret yollarının el değiştirerek Avrupalıların eline geçmesi
2-Uzun süren savaşların, devleti ekonomik yönden zarara uğratması
3-Celali İsyanları sonucunda çiftçilerin topraklarını terk ederek şehirlere göç etmeleri,
4-Sanayi İnkılabı ve Kapitülasyonlar da Osmanlı maliyesini olumsuz etkilemiştir.
    Osmanlı Devleti, ilk kez borç parayı Kırım Savaşı sırasında İngiltere’den almıştır. Zamanla alınan paraları Osmanlı hazinesinin ödeyememesi üzerine, Avrupalı Devletler alacaklarını almak için, Duyun-ı Umumiye’yi  (Genel Borçlar İdaresi) kurdular (1881).




A-Eğitim ve Öğretim
   Osmanlı eğitim ve öğretiminin temelini medreseler oluşturuyordu. İlk medrese Orhan Bey zamanında İznik’te açıldı (1331). Müderris olarak ta Davud-u Kayseri getirilmiştir. Osmanlı Devleti’nde eğitim ve öğretim başlıca üç grupta ele alınıyordu:
1-Sıbyan(çocuk) Mektepleri:Günümüzdeki ilkokulların karşılığıdır. Çocuklara ilk okuma ve yazma bilgileri burada verilirdi.
2-Medreseler:Orta, lise ve yüksek öğrenimin verildiği kurumlardır. Burada ders veren hocalara “Müderris” denirdi. Zamanla medreselere kütüphane, hamam, öğrenci yurtları da eklenerek geliştirilmiş ve “Külliye” adını almıştır. Medreselerde dini ve pozitif ilimler okutuluyordu.
3-Enderun Mektebi: Saray mektebidir. Topkapı sarayında bulunurdu. Buraya üstün yetenekli olanlar alınırdı. Burada öğrenim görenler yüksek devlet memuriyetlerinde görev alırlardı.

B-Bilim
Osmanlı Devletinde edebiyat Divan edebiyatı ve Halk edebiyatı olmak üzere ikiye ayrılırdı. Divan edebiyatı saray ve çevresinde oluşturulan edebiyattır. Baki, Fuzuli, Nef’i bu edebiyatın temsilcilerindendir. Halk edebiyatı halkın oluşturduğu edebiyattır.
Padişah tarafından görevlendirilen resmi tarihçilere “Vakanüvist” veya “Şahnameci” denirdi. Hoca Saadettin Efendi ilk resmi tarihçidir.
Piri Reis’in yazdığı Kitab-ı Bahriye (Denizcilik Kitabı), Seydi Ali Reis’in yazdığı Mir’at-ül Memalik (Ülkelerin Aynası), Katip Çelebi tarafından yazılan Cihannüma (Dünya Coğrafyası), Evliya Çelebi tarafından yazılan Seyahatname eserleri Osmanlı Devleti’nde yazılmış olan önemli coğrafya kitaplarıdır.

C-Sanat
En çok gelişen sanat dalı mimari idi. En ünlü mimarı Mimar Sinan’dı.
Osmanlı Devleti’nde resim ve heykelcilik gelişmemiştir. Resim yerine özellikle minyatür, heykel yerinede oymacılık sanatı gelişmiştir. Ayrıca çinicilik önemli bir gelişme göstermiştir.
    Osmanlıda ayrım yapılmaksı- zın herkes kanun önünde eşit sayılmıştır. Osmanlı Devleti’nde Şer’i ve Örfi olmak üzere iki tür hukuk uygulanırdı:

a-Şer’i Hukuk: Kaynağını İslam dan alan şeriat kurullarıydı 
   
b-Örfi Hukuk: Kaynağını Türk gelenek ve göreneklerinden alan hukuktur. Özellikle Fatih geçmişte yayınlanan tüm kanunları bir araya getirerek “Kanunname-i Ali Osman” ilk örfi Osmanlı kanunnamesini hazırlamıştır. Sultan Süleyman da birçok konuda kanunnameler hazırlatmıştır. Bu yüzden kendi- sine “Kanuni” ünvanı verilmiştir.   
    Osmanlı Devleti’nde normal davalara Kadı’lar, yüksek devlet görevlileri arasındaki davalara ise Kazasker bakardı. Yargı tam anlamı ile bağımsızdı. Kadıların verdiği kararlardan memnun kalmayanların davala- rına Kazaskerler tarafından Divan’da bakılırdı.
   Müslüman olmayanların dava- ları kendi kurallarına göre çözümlenirdi.
  Ülke sınırları geniş olduğu için yönetimi kolaylaştırmak için ülke eyaletlere bölünmüştür. Osmanlı Devleti’nde eyaletler üçe ayrılırdı:
1-Merkeze Bağlı Eyaletler:
   Tımar sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Bu eyaletler başlangıçta Anadolu ve Rumeli olmak üzere ikiye ayrılırken, kanuni zamanında sayıları 30’u aşmıştır.Merkeze bağlı eyaletlerde idari teşkilatlanma şu şekilde gösterilebilir:

                           PADİŞAH








 



Rumeli Beylerbeyliği     Anadolu Beylerbeyliği

İdari Birim
Yönetici
Asayiş
Adalet
Eyalet
Eyalet Beylerbeyi
Subaşı
Kadı
Sancak
Sancak Beyi
Subaşı
Kadı
Kaza
Katı
Subaşı
Kadı
Köy
Köy Kethüdası
Yiğitbaşı
Kadı Naibi

2-Özel Yönetimi Olan Eyaletler:
    Merkezden uzak olan bu yüzden de üzerinde Tımar Sistemi uygulanamayan eyaletlerdir. Bunlar; Mısır, Bağdat, Basra, Yemen, Trablusgarp, Tunus ve Cezayir dir.
    Bu eyaletler merkezden gönderilen Beylerbeyileri tarafından yönetilirlerdi. Buraların vergileri iltizam yolu ile mültezimler tarafından toplanırdı.
3-Bağlı (İmtiyazlı) Eyaletler:
   İç işlerinde bağımsız, dış işlerinde Osmanlı Devleti’ne bağlı eyaletlerdir. Bu beylikler her yıl devlete vergi öderler ve gerektiği zamanlarda da asker gönderirlerdi. Kırım, Eflak, Boğdan bu eyaletlerdendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.