.
.
.
.
17. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ
|
|||
OSMANLI - İRAN İLİŞKİLERİ
|
OSMANLI - AVUSTURYA İLİŞKİLERİ
|
OSMANLI – LEHİSTAN İLİŞKİLERİ
|
II. VİYANA KUŞATMASI (1683-1699)
|
Fatih, Akkoyunlular ile Otlukbeli
Savaşı’nı yaparak Akkoyunluları yenmişti. Bu yenilgiden sonra zayıflayan
Akkoyunlu topraklarında Safevi Devleti kuruldu. Yavuz Sultan Selim Çaldıran
Savaşı ile Safevi Devletine büyük bir darbe vurdu. Kanuni de Safeviler üzerine üç sefer düzenleyerek Amasya
Antlaşması’nı imzaladı ve iki devlet arasında barış dönemi başladı. 1577
yılında tekrar başlayan savaşlar,
Kasr-ı Şirin Antlaşması’nın imzalanmasına kadar devam etti.
1) III. Murat Dönemi Osmanlı- İran İlişkisi
İran’daki karışıklardan yararlanmak
isteyen III. Murat, Sokullu Mehmet
Paşa’nın karşı çıkmasına rağmen Lala Mustafa Paşa’yı İran üzerine gönderdi. Mustafa Paşa, Tebriz, Gürcistan,
Azerbeycan’ı aldı. Zor durumda kalan İran ile İstanbul (Ferhat Paşa)
Antlaşması imzalandı (1590).
İstanbul Antlaşması’nın Önemi :
● Azerbeycan,
Gürcistan, Dağıstan Osmanlı
Devleti’nde
kaldı.
Böylece Osmanlı sınırı
doğuda Hazar Denizi’ne
kadar genişledi.
● Osmanlı Devleti, doğuda en geniş sınırlara
ulaştı.
2) 1603 - 1611 Osmanlı - İran Savaşları
İran Şahı Şah Abbas, Ferhat Paşa
Antlaşması ile kaybettiği yerleri geri almak için Osmanlı Devleti’ne savaş
ilan etti. Şah Abbas kaybettiği yerleri geri aldı. Celali isyanları ile uğraşan
Osmanlı Devleti, İran ile Nasuh Paşa Antlaşmasını imzaladı
(1611). Bu antlaşma ile İran,
Osmanlıya her yıl 200 deve yükü ipek verecekti.
Nasuh Paşa Antlaşmasının Önemi :
● Osmanlı Devleti Ferhat Paşa Antlaşması ile aldığı
yerleri
geri kaybetmiştir.
3) 1617- 1618 Osmanlı - İran Savaşları
İran’ın
vaat ettiği ipeği vermemesi üzerine savaş tekrar başladı. İran’ın isteği ile Serav
Antlaşması imzalandı (1618). Bu antlaşmaya göre İran, Osmanlıya her yıl
100 deve yükü ipek ödemeyi kabul etti.
4) 1622-1639 Osmanlı – İran Savaşları
Bu savaşlar İran’ın Bağdat’ı işgal
etmesi üzerine başladı. İran, Irak’ı ele geçirip Mardin’e kadar ilerledi. IV.
Murat İran üzerine iki sefer düzenledi. Bunlardan ilki olan Revan Seferi ile
Doğu Anadolu, Bağdat Seferi ile Irak geri alınmıştır. Bu arada Şah Abbas’ın
ölmesi üzerine, İranlılar barış istediler. İki devlet arasında Kasr-ı
Şirin Antlaşması imzalandı.
Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639)
Maddeleri:
● Azerbeycan ve Revan İran’a bırakıldı.
● Bağdat Osmanlı
Devleti’nde kaldı.
● Zağros Dağları iki
ülke arasında sınır kabul edildi.
Önemi:
● Bu antlaşma
ile bugünkü Türkiye – İran sınırı
büyük
ölçüde çizilmiştir.
|
Kanuni
döneminde yapılan Mohaç Meydan Savaşı sonucunda Osmanlı – Avusturya sınır
komşusu olmuş ve böylece iki ülke arasında ilişkiler başlamıştı.
1) 1593-1606 Osmanlı –Avusturya Savaşları
Nedenleri:
● Avusturya’nın,
Osmanlı Devleti’ne vermesi gereken vergiyi, ödememesi,
● Avusturya’nın Erdel, Eflak ve Boğdan’ı Osmanlıya karşı
kışkırtması
III. Murat zamanında başlayan savaşlar
III. Mehmet döneminde de devam etti. III. Mehmet ordunun başında sefere
çıktı. Avusturya ile yapılan Haçova Meydan Savaşı ile Avusturya ordusu
bozguna uğratıldı (1596). Osmanlı ordusu Eğri, Kanije, Estergon’u ele geçirdi.
Avusturyalılar Kanije’yi geri almak için
harekete geçtiler. Kale, Tiryaki Hasan Paşa tarafından savunuldu. Hasan Paşa
Avusturya’yı bozguna uğrattı.
Avusturya’ya yardım eden eflak Boğdan
beyleri tekrar itaat altına alındı.
I. Ahmet döneminde İran tehlikesi ve
Celali isyanları devleti güç durumda bıraktı. Bunun üzerine Avusturya ile Zitvatoruk
Antlaşması imzalandı .
Zitvatoruk Antlaşması (1606)
Maddeleri:
● Eğri, Estergon,
Kanije kaleleri Osmanlı da kalacak
● Avusturya artık
Osmanlıya vergi ödemeyecek
● Avusturya Kralı,
protokol bakımından Osmanlı
padişahına eşit sayılacak
Önemi:
● Bu antlaşma ile
Osmanlı Devletinin İstanbul
Antlaşması ile
Avusturya üzerinde kurduğu
üstünlüğü sona erdi.
2) 1662-1664 Osmanlı – Avusturya Savaşları
Avusturya’nın Osmanlı’ya isyan eden
Erdel Beyine yardım etmesi üzerine Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Avusturya’ya
savaş açtı. Fazıl Ahmet Paşa, Uyvar Kalesini alarak Avusturya ile Vasvar
Antlaşması’nı imzaladı
Vasvar Antlaşması (1664)
Maddeleri:
● Uyvar Osmanlı’ya
bırakılacak
● Avusturya Erdel’in
iç işlerine karışmıyacak
● Avusturya,
Osmanlı’ya savaş tazminatı ödeyecek
Önemi:
● Avusturya’dan toprak kazanılan son anlaşmadır. Son
kez savaş tazminatı alınmıştır.
|
1) II. Osman Dönemindeki İlişkiler
Lehistan’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı
Boğdan’ın iç işlerine karışması üzerine sefere çıkan II. Osman Hotin
Kalesi’ni kuşattı. Ancak yeniçerilerin disiplinsizliği yüzünden alınamadı ve
Avusturya ile Hotin Antlaşması imzalandı .
Hotin Antlaşması (1621)
Maddeleri:
● İki taraf birbirinin topraklarına
saldırmayacak
● Lehistan, Osmanlı’ya
bağlı Kırım Hanlığı’na vergi vermeye devam edecek
Not: II. Osman Hotin Seferi’nden sonra Yeniçeri Ocağı’nı kaldırma
fikrini ilk kez ortaya atmıştır. II. Osman bu fikri duyan yeniçeriler
tarafından öldürülmüştür.
2) IV. Mehmet Dönemindeki İlişkiler
Lehlilerin
Osmanlı’ya bağlı Ukrayna Kazaklarına saldırmaları üzerine savaşlar tekrar
başladı. IV. Mehmet ve Fazıl Ahmet Paşa ordunun başında sefere çıkarak Leh
ordusunu yenmiştir. Bunun üzerine Lehliler ile Bucaş Antlaşması
imzalandı.
Bucaş Antlaşması (1672)
Maddeleri:
● Podolya Osmanlı’ya
bırakılacak
● Lehistan Osmanlı’ya
vergi verecek
● Lehistan Ukrayna dan
çekilecek
Önemi:
● Bu antlaşma,
Osmanlı Devletinin topraklarına toprak
kattığı son antlaşmadır.
● Osmanlı Devleti
batıda en geniş sınırlara ulaştı.
|
Katolik Avusturya Kralı I. Leopold,
Protestan Macarları mezhep değiştirmeye zorluyordu. Macarlar Tököli İmre
önderliğinde isyan ederek Osmanlı Devleti’nden yardım istediler.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, padişah IV.
Mehmet’i ikna ederek Avusturya meselesini halletmek için Avusturya üzerine sefere çıktı ve Viyana’yı
kuşattı (1683).
Viyana kuşatmasının uzun sürmesi üzerine
Papa’nın desteği ile Avusturya, Almanya ve Lehistan’dan oluşan bir ordu
oluşturuldu. Bu ordu, Tuna nehrini tutmakla görevli Kırım Hanı’nın ihaneti
üzerine, Osmanlı ordusunu arkadan vurdu. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Alamandağı
Meydan Savaşı’nı kaybederek Belgrad’a çekildi. Merzifonlu, padişahın emri
ile burada idam edildi.
Kutsal İttifak’ın Kurulması
Bu
durumdan yararlanmak isteyen Papa’nın gayretleriyle Avusturya, Lehistan,
Venedik, Rusya ve Malta kuvvetlerinden oluşan “Kutsal İttifak” kuruldu. Bu
ittifak karşısında Osmanlı ordusu başarısız oldu.
Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa’nın
padişahı ikna etmesi sonucu, Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşmasını imzaladı.
Karlofça Antlaşması (1699)
Maddeleri:
● Temeşvar ve Belgrad hariç tüm Macaristan ve Erdel
Avusturya’ya bırakılacak
● Podolya, Ukrayna
Lehistan’a bırakılacak
● Mora, Dalmaçya
kıyıları Venedik’e bırakılacak
● Antlaşma 25 yıl
geçerli olacak
Rusya ile de Karlofça Antlaşmasını
tamamlayıcı İstanbul Antlaşması imzalandı.
İstanbul Antlaşması (1700)
Maddeleri:
● Azak kalesi Rusya’ya bırakılacak
● Rusya, İstanbul’da
daimi elçi bulundurabilecek
● Rus Hristiyanları kutsal yerleri serbestçe ziyaret
edebilecek.
Sonuçları:
● Türklerin Avrupa karşısında Malazgirt Savaşı ile
başlayan ilerleyişi durmuş, Sakarya
Meydan
Savaşı’na kadar süren geri çekilme süreci
başladı.
● Osmanlı Devleti ilk
defa toprak kaybetti.
● Rusya, Azak kalesini alarak Karadeniz’e inme
fırsatı
buldu.
● Osmanlı Devletinde duraklama dönemi sona erdi,
gerileme dönemi başladı.
● Osmanlıların Orta Avrupa egemenliği sona erdi.
Not: Rusya ile yapılan ilk resmi antlaşma Bahçesaray Antlaşmasıdır
(1681).
|
OSMANLI – VENEDİK İLİŞKİLERİ
|
|||
Osmanlı-Venedik ilişkileri 17. yüzyılda Girit
adası yüzünden bozuldu.
Nedenleri:
● Girit teki
korsanların Osmanlı gemilerine saldırması
● Girit’in önemli bir
konumda bulunması
Osmanlı Devleti Venedik’e savaş açarak
adayı kuşattı (1645). Girit’in Hanya Kalesi ele geçirildi. Arkasından Kandiye
kuşatıldı. Kalenin kuşatılması uzun süre devam etti. Nihayet Fazıl Ahmet
Paşa, Kandiye Kalesi’ni de ele geçirdi. Böylece Girit’in fethi tamamlanmış
oldu (1669). Böylece Doğu Akdeniz ve Çanakkale Boğazının güvenliği sağlandı.
Not 1: Girit adası kuşatması, Osmanlı
Devleti’nin en uzun süreli deniz kuşatmasıdır.
Not 2: Girit
fethinin uzaması Osmanlı donanmasının ne kadar gerilediğini gösterdi.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.