JA: Almanca evet.
JA: Jamaika’nın plakası.
JA: Japonya’nın plakası.
JAJE: Deve dikeni./ Saçmalama.
JAKARANDA: Anayurdu Orta ve Güney Amerika ile Batı Hint adaları olan elli kadar ağaç ve çalı türünün ortak adı.
JAKET: Beyaz porselen kaplama.
JAKET: Beyaz porselen kaplama.
JAKETATAY: Resmi ziyafet ve davetlerde erkeklerin giydikleri,arkası yırtmaçlı,etekleri uzun ve ön köşeleri yuvarlak kesilmiş ceket.
JAKO: Batı Afrika ormanlarında,Gine ile Liberya arasında yaşayan,türleri içinde en iyi konuşan gri papağan.
JAKO: Kendi türünün en iyi konuşanı sayılan ve Afrika’nın tropikal bölgelerinde yaşayan bir papağan.
JAKOBEN: Devletin merkeziyetçiliğini savunan kimse.
JAKUZİ: Masaj aktiviteli havuzlu banyo,sağlık havuzu.
JALE: Çiy, kırağı.
JALE: Çiy, Şebnem.
JALON: Yer ölçümünde uzaklık saptama,hizalama işlemlerinde kullanılan beyaz ve kırmızı şeritler halinde boyanmış ağaç veya metal çubuk.
JALONET: Yüksekliği ayarlanabilen ağaç sırık.
JALUZİ: Bir perde türü.
JANT: Taşıtlarda lastiklerin takıldığı tekerleğin çember biçimindeki bölümü.
JAPONE: Elbisede bir tür kol kesimi.
JAPONE: Kolsuz kadın giysisi.
JAPONGÜLÜ: Kamelya.
JARDİNYER: Bir tür meyvelik veya şekerlik.
JARGON: Anlamsız, bozuk ve yanlış konuşma.
JARGONAFAZİ: Belirgin bazı söz yitimlerinin patolojik görünümü.
JARGONAGRAFİ: Bazı söz yitimlerinde yazıdaki patolojik görünüm etkisinde kalmaları.
JARSE: Esnek dokunmuş ipekli yada yünlü bir kumaş.
JARSE: İpekli veya yünlü esnek dokunmuş kumaş.
JAYADEVA: Kuzey Hindistanlı şair.Kirişna Şarkısı adı verilen yapıtı,bugün de dinsel halk bayramlarında oynanan ve yatra adı verilen oyunlardan oluşmuştur.(12. yüzyıl).
JEFFERSONİT: Piroksenin çinko çeşidi.
JELATİN: Hayvanların kemik ve kıkırdak gibi dokularından yada bitkisel yosunlardan elde edilen saydam ve renksiz bir madde.
JELOZ: Agaragar.
JELOZ: Agaragar.
JEND: Bir bütünün parçası.
JENERATÖR: Üreteç.
JENERATÖR: Üreteç.
JENERİK: Filmin başlangıç yazıları.
JENERİK: Tanıtma yazısı.
JENİ: Yüksek zekâlı kişi.
JENOSİT: Soykırım,katliam.
JENOSİT: Katliam, Soykırımı.
JEODEZİ: Yer ölçme bilgisi.
JEOFİZİK: Yerin iç yapısı ile yerin sarsıntı ve yük altında dinamik davranışını araştıran bilim dalına verilen ad.
JEOLOJİ: Yer bilimi.
JEOLOJİ: Yerin üst yapısı ve yerin geçirdiği evrimleri ve değişimleri inceleyen bilim dalı.
JEOLOJİ: Yerbilimi.
JEOSANTRİK: Yerözekçil.
JEOT: Bir çakmak taşı ismi.
JERF: Derin.
JESTİYON: Bir devlet saymanının bir malî yıl içinde veya görev süresi boyunca gerçekleştirdiği işlemlerin tümü.
JETON: Para yerine kullanılan, metal veya plastik marka.
JETSKİ: Su kızağı.
JİBON: Hindistan yarımadasında yaşayan kuyruksuz,çok uzun kollu maymunların ortak adı.
JİG: Bir ortaçağ çalgısı.
JİG: On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda İskoçya ve Kuzey İngiltere’de,on sekizinci yüzyıldan başlayarak da İrlanda’da yaygın olan ve genellikle tek başına yapılan halk dansı.
JİGOLO: Yaşlı ve zengin kadınların parasıyla geçinen genç erkek.
JİK: Yağmur damlası.
JİK: Yağmur damlası.
JİKLE: Motorlu taşıtların yüksek devirde çalışması için fazla benzin akışını sağlayan alet.
JİLE: Daha çok kadınların bluz üzerine giydikleri yelek.
JİLE: Kadın yeleği.
JİNEKOLOG: Kadın hastalıkları doktoru, Nisaiyeci
JİNEKOLOJİ: Kadın hastalıklarını konu edinen tıp dalı,nisaiye.
JİNGOİSM: En aşın noktasına vardırılan İngiliz şovenizmini anlatan terim.
JİPS: Alçı taşı.
JİPS: Alçıtaşı.
JOGGİNG: Koşmaca .
JOJO: Jacques Brel’in bir şarkısı.
JOJOBA: Meksika’da yetişen ve tohumlarından elde edilen yağı kozmetik sanayinde kullanılan bir bitki.
JOKER: Bazı iskambil oyunlarında istenen değerin yerine sayılan alternatif kâğıt.
JONGLÖR: Dengesini ustalıkla korurken top,bıçak,tabak gibi nesneleri havaya atıp tutarak gösteri yapan sanatçı.
JOTA: Kuzey ispanya’da,özellikle Aragon’da yapılan geleneksel kur dansı.
JÖLE: Sıvıların koyulaşmış pelte hali.
JUL: Fizikte bir iş birimi.
JURO: Jeolojide ikinci çağın triasla kretase arasında kalan dönemi.
JÜBİLE: Mesleğinde uzun süre çalışıp başarılı olmuş kimseler için düzenlenen ayrılış tören ya da gösterisi.
JÜPİTER: Gezegenlerin en büyüğü. Müşteri, Erendiz, Uğur.
JÜPON: İç etek.
JÜPON: Giysi altına giyilen iç etek.
JÜRİ: Seçici kurul.
JÜRİ: Seçici kurul.
JÜT: Bir çuval türü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.