13 Ekim 2011 Perşembe

LYS EDEBİYAT BİLGİLERİ



TÜRK ŞİİRBİLGİSİ


REDİF:

                   Mısra sonlarında görevlerive anlamları aynı olan kelime veya ses(ler)in oluşturduğu bütünlüğe denir.
 Redifin olduğu her yerde kafiye vardır. Dilimizdegenellikle redifler eklerden oluşur; ancak bazen sözcük halinde de redifolabilir. ( Altta ikinci örneğe bakınız)

                           Akşam olur, kuşlarkonar dallara        da--l---lara     lara,lere    rediftir.
                           Susamış yıldızlar iner göllere              gö--l---lere
                           İnce güzellerdizilir yollara                 yo--l  ---lara      “l”yarım kafiyedir.
                           İçlerinde senigöremiyorum

                             Elimi beşyerinden, dağladı beş parmağın,
                         Bağrımda yanmadık bir yerbırakmadan git        “madan git” lerredif.  “madan” zarf fiil
                         Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın                                                 “git” eylemdir.
                         Görmemek istiyorsan, ardınabakmadan git!


KAFİYE (UYAK ) ÇEŞİTLERİ
KAFİYE ( UYAK ) :
Mısra sonlarında anlamları vegörevleri farklı olan ses benzerliklerine denir.

1 ) YARIM KAFİYE :
Mısra sonlarında tek (bir) sesinbenzerliğine dayanan kafiye çeşidine denir.

  Akşam olur, kuşlarkonar dallara    
  Susamış yıldızlariner göllere           “lara”  redif.
   İnce güzellerdizilir yollara              “l” yarım kafiye.
   İçlerinde seni göremiyorum
2 ) TAM KAFİYE:
Mısra sonlarında bir sesli birsessiz harfin benzerliğine dayanan kafiye çeşidine denir.
 Ne kaşadır ne gözedir
 Meylimiz güzel yüzedir
 Daima solmaz tazedir                     “dir”  ler redif ,     “ze” ler tam kafiyedir.
 Bu bizim gülistanımız
3 ) ZENGİN KAFİYE:
İkiden fazla sesin benzerliğinedayayan kafiyeye denir.

Geçen dert değil ki aransın çare
İşte gülen servi, susan minare
4) TUNÇ KAFİYE:
Kafiyeyi oluşturan sözcüklerdenbirinin diğerinin içinde yer almasına denir. Tunç kafiye aslında zenginkafiyenin bir çeşididir.
         Gurbet âdemden kara, hasret ölümden acı
         Ne zaman tükenecek bu yollar arabacı
5) CİNASLI KAFİYE:
Sesteş sözcüklerin oluşturduğukafiye çeşidine denir.
Niçinkondun a bülbül
Kapımdakiasmaya
Benyârimden ayrılmam
Götürselerasmaya.



KAFİYEÖRGÜLERİ (ŞEMALARI)
Şiirlerde kafiyelerin sıralanışına(diziliş) göre ortaya çıkan şemaya denir.

1)      DÜZ UYAK ÖRGÜSÜ
Bu kafiye örgüsüne “mesnevi uyak “dadenir. Divan edebiyatı için her beyit kendi arasında kafiyeli olursa (aa, bb, cc…)düz uyak olur.
Halk edebiyatında ise  dörtlüğün ilk üç mısrası kafiyeli ( aaab,cccb…)son mısra serbest olursadüz uyak olur.


2)      SARMA UYAK ÖRGÜSÜ

Bir dörtlüğün birinci ve dördüncümısrası kendi arasında, ikinci ve üçüncü mısrası da kendi aralarında kafiyeliolursa sarma kafiye olur. Yani (abba) şeklindedir.

3)      ÇAPRAZ KAFİYE  ÖRGÜSÜ

Bir dörtlüğün birinci ve üçüncü,ikinci ve dördüncü mısraları kendi aralarında kafiyeli olursa sarma kafiyeolur.Yani (abab)şeklindedir.
4)      MANİ TİPİ KAFİYE ÖRGÜSÜ

Bir mısranın birinci,ikinci vedördüncü mısraları kendi aralarında üçüncü mısra da serbest olursa mani tipikafiye olur. Yani (aaxa) şeklindedir.
5)      KOŞMA TİPİ KAFİYE ÖRGÜSÜ

“abab, cccb,dddb” şeklinde oluşan kafiye örgüsüne denir.

ALİTERASYON
Söze güzellik ve ahenk katmakamacıyla belli seslerin sıkça tekrar edilmesine denir.

Beni bende demen bende değülüm
Bir ben vardır bende benden içe

TÜRKŞİİRİNDE ÖLÇÜ

1)      SERBEST ÖLÇÜ
2)      HECE ÖLÇÜSÜ
3)      ARUZ ÖLÇÜSÜ


1)      SERBEST ÖLÇÜ
Herhangi birkurala ve ölçüye bağlı kalmadan yazılan şiirlere denir. Tanzimat’tan sonragörülmeye başlanmıştır. Özellikle Cumhuriyetin ilanından sonra Garipçiler buölçüyü çokça kullanmıştır.


2)      ARUZ ÖLÇÜSÜ
Arapedebiyatından İran’a oradan da Türk edebiyatına geçmiştir. Divan edebiyatı buölçü kullanılarak icra edilmiştir. Hecelerin uzunluğu- kısalığına (kapalı-açık)dayanan ölçüye denir.


3) HECE ÖLÇÜSÜ
Türk’lerin milliölçüsüdür. Bir şiirde mısraların hece sayılarının eşitliğime dayanan ölçüyedenir.
Edebiyatımızda7’li, 8’li, 11’li, 14’lü heceler çokça kullanılmıştır.

ŞİİR TÜRLERİ (ÇEŞİTLERİ)

1 )  PASTORAL ŞİİR
Köy, çoban, kırhayatının güzelliklerini, zorluklarını anlatan şiirlerdir. EdebiyatımızdaKemalettin Kamu’nun “Bingöl Çobanlarına”  şiiri bu türe en güzel örnektir. AyrıcaKaracaoğlan, Faruk Nafiz de çok güzel örnekler sunmuşlardır.
      Akşam olur, kuşlar konar dallara
 Susamış yıldızlar iner göllere
İnce güzeller dizilir yollara
İçlerinde seni göremiyorum
2 ) EPİK ŞİİR
Savaşları, kahramanlıkları işleyenşiirlerdir. Destanlar epik özellik taşırlar. Edebiyatımızda Köroğlu, Dadaloğlubu türün başarılı örneklerini sunmuşlardır.
Eğerleyin kır atımın ikisin
         Fethedeyimdüşmanların hepisin
          Sabahnamazında Bağdat kapısın
              Allah Allah deyip açtı Genç Osman.

3)      LİRİK ŞİİR
Duyguların coşkulu bir edaylaişlendiği şiirlere denir. Çoğunlukla bireysel duygular işlenir.(Fuzuli,Nedim..)
Ala göz üstüne hilal kaşlar
    Sırma gibiyanar yârin saçları
 Kirazdır dudağı,inci dişleri,
             SelviSuna’m gibi gül fidan olmaz.

4)      SATİRİK ŞİiR

Bireylerin veya toplumun aksayanyönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlere denir. Bu tarz şiirlerde bazengüldürü öğeleri de kullanılır

Elin kapısında karavaş olan
Burnu sümüklü gözü yaş olan
Bayramdan bayrama traş olan
       Berbere gelir de dükkân beğenmez.

5 ) DİDAKTİK ŞİİR (öğretici şiir)

Herhangi bir konuda okura bilgivermek amacıyla yazılan şiirlere denir. Bu şiirlerde amaç duygu değil akıldır.(M. Akif, N. Kemal, Tevfik Fikret)

Az söz erin yüküdür,
      Çok sözhayvan yüküdür,
Bilene bu söz yeter,
Sen de güher var ise

6 ) DRAMATİK ŞİİR

Hüzünsel bir duyguyu çeşitliyönleriyle konu edinen şiirlere denir. Çoğunlukla ağıt özelliği taşırlar.

Civan da canına böyle kıyar mı?
Hasta başın taş yastığa koyar mı?
Ergen kıza beyaz bezler uyar mı?
Al giy allı balam alların hani?

TÜRKEDEBİYATININ DEVİRLERİ

1)    İSLAMİYETTENÖNCEKİ TÜRK EDEBİYATI

a) Sözlü Edebiyat
b) Yazılı Edebiyat
2)   İSLAMİYETİNKABULÜNDEN SONRAKİ TÜRK EDEBİYATI
a) Divan Edebiyatı
b) Halk Edebiyatı
Ø  AnonimTürk Halk Edebiyatı
Ø  Dini–Tasavvufi Türk Halk Edebiyatı
Ø  ÂşıkTarzı Türk Halk Edebiyatı

3 ) BATI TESİRİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI
a.     TanzimatEdebiyatı
b.     Servet-iFünun Edebiyatı
c.      Fecr-i AtiEdebiyatı
d.     MilliEdebiyat
e.      CumhuriyetDönemi Türk Edebiyatı
f.      BeşHececiler
g.     YediMeşaleciler
h.     Garipçiler(Birinci Yeniciler)
i.       Maviciler
j.       İkinciYeniciler
k.     Günümüz TürkEdebiyatı

1 )İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI

Bilinmeyen bir tarihte başlamıştır.İslamiyet’in kabulüne kadar devam ede gelmiştir. Atlı- göçebe kültürününizlerini taşımaktadır. Ölüm, yiğitlik, savaş, aşk konuları en çok işlenenkonular olarak göze çarpmaktadır. İki koldan gelişmiştir.
a)  Sözlü Edebiyat
Şaman , kambaksı ozan adı verilen sanatçılar tarafından icra edilmiştir. Bu sanatçılar “kopuz”adı verilen bir saz aletikullanırlardı. Doğuşu her ne kadar dini törenlere dayansa da zamanla din dışıkonular da gelişmiştir.
ü  Heceölçüsü kullanılmıştır.
ü  Aşkdoğa ölüm konuları sık işlenmiştir.
ü  Anominözellik taşımaktadır.
ü  Yarımkafiye kullanılmıştır.
ü  Koşuk , sav, sagu ,destan başlıcaürünleri sayılır.


KOŞUK

Kopuz eşliğinde “sığır” denilen sürek avlarındasöylenen lirik şiirlerdir. Günümüzdeki “koşma”larınilk versiyonu sayılırlar. Kafiye şeması “aaab,cccb,dddb”şeklindedir.

SAGU
Yuğ adı verilenölü törenlerinde ölümün acısının hafifletmek amacıyla söylenen günümüz “ağıt”larının ilk versiyonuna denir.Hece ölçüsünün 7’li-8’li parçaları sıkça kullanılmıştır.
UYARI: Bilinen en eski sagu :“Alp er Tunga”sagusudur.



SAV
Atasözüdemektir. Atasözlerimiz ilk defa“Divan-ı Lugati’t Türk”kitabında bir araya getirilmiştir.



DESTAN
Toplumu derindenetkileyen savaş, kıtlık, afet vb. olayların olağanüstülüklerle bezendirilerekanlatıldığı manzum (bazen nazım- nesir karışık)uzun hikâyelere denir.
Destanlar “Doğal-Yapay”olmak üzere ikiye ayrılır.

1)         DOĞALDESTANLAR
Gerçekte var olan herhangi bir olayın milletin dilinde yüzyıllar sürenbir anlatımdan sonra bir ozan tarafından kaleme alınması sonucu oluşandestanlara denir.
Dünyadaki en önemli doğal destanlar
Kalevala   ………………..  FİNLANDİYA
Mahabharata …………… HİNT
Ramayana      …………… HİNT
Şant do Rölant…………   FRANSIZ
Nibelungen……………… ALMAN
İgor ……………………… RUS
Beovful ………………..    İNGİLİZ
İliada   ………………… YUNAN
Odyssa  ……………….   YUNAN
Şehname  ………………İRAN
Gılgameş………………..SÜMER
Oğuz Kağan  ……………TÜRK
Ergenekon   ………………TÜRK
Manas  ………………….  KIRGIZ        aittir.
2)         YAPAYDESTANLAR
Herhangi birolaydan yola çıkarak bir ozanın destan kurallarına riayet edip oluşturduğuşiirlere denir.

Yapay Destanlar:

Kaybolmuş Cennet( Milton)
KurtarılmışKudüs ( Tasso)
İlahi Komedya (Dante)
Üç ŞehitlerDestanı ( F. Hüsnü Dağlarca)
ÇanakkaleŞehitlerine (M. Akif)

TÜRK DESTANLARININ ÖZELLİKLERİ
ü  Çoğunluklamanzumdurlar (şiir şeklinde)
ü  Anonimdirler
ü  Oluştuklarıdönemlerin özelliklerini taşımaktadırlar.
ü  Olağanüstüözellikleri çokça bulunmaktadır.
ü  Çoksonra yazıya geçirilmişlerdir.


BAŞLICA TÜRK DESTANLARI

SAKA TÜRKLERİNİN DESTANLARI
ü Alp Er Tunga Destanı:Türk-İran savaşlarıyla Alp Er Tunga’nın yiğitliklerinin anlatıldığıdestanlardır.
ü Şu Destanı: İskender ileTürkler arasındaki savaşların ve Hükümdar Şu’nun destanıdır.


HUN TÜRKLERİNİN DESTANLARI
ü Oğuz Kağan Destanı:Hun Hükümdarı Mete’nin yiğitliklerini, ülkesini genişletip oğulları arasındanasıl bölüştürdüğünü anlatan destandır.

GÖKTÜRK DESTANI
ü Bozkurt Destanı:Savaşta yaralanan bir Türk’ün, dişi bir kurt tarafından kurtarılmasını,korunmasını ve Türklerin sözü edilen kurtla bu Türk’ten çoğaldığı anlatılır.
ü Ergenekon Destanı: Biryenilgi sonunda Ergenekon’a çekilen Türklerin orada çoğalıp, bir demir dağıerittikten sonra öçlerini alışlarını anlatan destandır.

UYGUR TÜRKLERİNİN DESTANLARI

ü Türeyiş Destanı: Uygurhakanının, üç kızını insanoğluyla evlendirmeyi uygun bulmayarak tanrıya, kızlarıylaevlenmesi ve Uygur Türklerinin bu evlenmeden çoğaldığı anlatılır.
ü Göç Destanı:Türklerin, Kutsal taşı Çinlilere vermeleri üzerine, tanrı tarafındancezalandırılmaları kuraklığın başlaması nedeniyle de göç etmeleri anlatılır.




B ) YAZILI EDEBİYAT
Türklerin GÖKTÜRK alfabesini kullanmasıylabaşlayan dönemdir. Daha eskilere ait maalesef herhangi bir eserimiz yoktur.Tarihi bilinen en eski yazıtımız(mezar taşı): Çoyren (687–692)dir.
Tarihimizin vedilimizin ilk en önemli belgeleri GöktürkYazıtlar(Orhun Kitabeleri)dir.
ü  DoğuGöktürklerine aittirler.
ü  720,732,735 yıllarında dikilmişlerdir.
ü  VezirTonyukuk, Bilge Kağan, Kültigin adına dikilmişlerdir.
ü  YollugTigin adlı bir yazara yazdırmıştır.
ü  ÖzTürkçe ile yazılmıştır.
ü  HakanlarGöktürkleri nasıl birleştirdiklerini, devleti nasıl idare ettiklerini, gelecekkuşakların ne yapmalarını anlatan bir nutuk (söylev)tur.
ü  Aslındabirer mezar taşı olarak tasarlanmışlardır.
ü  Taşlarınüç tarafı Göktürk alfabesiyle bir tarafı da Çince yazılmıştır.
ü  Eserlerşu an MOĞALİSTAN sınırları içindedir.
ü  1900’ lü yılların başındaStrahlanberk tarafından bulunmuş, Danimarkalı Thamson tarafından okunmuşlardır.

3)                    İSLAMİYETİN KABULÜNDEN SONRAKİ TÜRK EDEBİYATI
Talas savaşındansonra Türkler kabileler halinde Müslüman olmaya başlamıştır. Karahan Devletininhükümdarı Satuk Buğra Han zamanında İslamiyet resmi din olarak kabuledilmiştir.(942) B u tarihten sonra İslam’a dair eserler verilmeyebaşlanmıştır. Bu geçiş dönemine ait en önemli eserler şunlardır:
a)                 Divan-ıLügat’ it Türk.( Türk Dilinin Sözlüğü)    ( 1072–1074  )
ü   Kaşgarlı Mahmut yazmıştır.
ü   Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmıştır.
ü   1074 yılında bitirildiği düşünülüyor.
ü   Türkçenin ilk sözlüğüdür.
ü   Türklere ait gelenek göreneklerden tarihtenfolklordan bahsettiği için bir ansiklopedi özelliği taşımaktadır.
ü   Kitapta 7500 kelimenin Arapça karşılığı verilmişolup ayrıca halk şiirleri, atasözleri, deyimler kullanılmıştır.
ü   Ebu’ l Kasım’ a sunulmuştur.
ü   Hakaniye Türkçesi ile yazılmıştır.



b)                KutatguBiliğ  (Mutluluk Veren Bilgi)  (1069- 1070 )
ü                     1069–1070 tarihlerinde YusufHAS Hacip tarafından yazılmıştır.
           Türk edebiyatının ilk siyasetnamesidir.
ü   Öğretici bir nitelik taşımaktadır.
ü   Tapgaç Buğra Han’a sunulmuştur.
ü   Devletin nasıl yönetilmesi gerektiğivurgulanmıştır.
ü   Hakaniye (Doğu ) Türkçesi ile yazılmıştır.
ü   6645 beyitten müteşekkildir.
ü               Eserde öğütler; devlet, akıl saadet, adaletsembolleriyle verilmiştir.
ü Hakaniye Türkçesi ile yazılmıştır.

c)     Divan-ıHikmet
ü Hoca Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır.
ü İlahi aşkkavramı ilk defa bu eserde kullanılmıştır.
ü Yesevi tarikatınınesasları ve dinin temel öğretileri anlatılmıştır.
ü 12. yy da yazılmıştır.
ü Hece ölçüsüyle halk dili kullanılmıştır.
ü Hakaniye Türkçesi ile yazılmıştır.

d)    Atabet’ülHakayık  (Hakikatlerin Eşiği)

ü Yüknekli Edip Ahmet tarafından yazılmıştır.
ü 12. yyda yazılmıştır.
ü Eserde ahlakın önemi ve yolları üzerindedurulmuştur.
ü Beyit ve dörtlükler bir arada kullanılmış. Dolayısıylaaruz ve hece vezni birlikte kullanılmıştır.

KİTAB-I DEDE KORKUT

ü Destandan halkhikâyesine geçiş döneminin ürünüdür.
ü 12 hikâyeden oluşur.
ü  Olağanüstü olaylarla gerçeğe uygun olaylar eserde içiçedir.
ü Türklerin eski yaşamtarzları ile ilgili ayrıntılar yanında İslam dini ile ilgili özelliklerdevardır.
ü Eserde geçen ‘’DedeKorkut’’meçhul bir halk ozanıdır.
ü Hikâyelerde oğuzlarınçevredeki boylar ile aralarındaki savaşlar ve kendi iç mücadeleleri yer alır.
ü Hikâyelerin konuları;aşk, yiğitlik gösterisi, kahramanlık, boylar arasındaki savaştır.
ü 15. yy’da kalemealınmıştır.
ü  Eserin yazarı bellideğildir. “
ü Nazım ile nesir içiçedir.
ü Hakaniye lehçesikullanılmıştır.
TÜRK HALK EDEBİYATI

ü  İslamiyet’tengünümüze kadar kesintisiz gelen bir edebiyattır.
ü Halk içinde yetişmiş ozanları icra ettiği biredebiyattır.
ü Temelinde sözlü bir gelenek vardır.
ü Dili sadedir.
ü Dörtlük ve yarım kafiye esaslıdır.
ü Hece ölçüsü kullanılmıştır.
ü Halkın dertlerini, sevinçlerini, her türlüduygularını işlemektedir.
ü Bu edebiyatı genellikle “aşık”adı verilen sazlarıyla yazdıklarını besteleyip köy köy dolaşanozanlar icra etmiştir.
ü Koşma, destan, semai, varsağı, mani, ağıt,türkü, bilmece, atasözü, devriye, şathiye, ilahi, deme gibi çeşitli nazımşekilleri vardır.
ü Kendi arasında : “Âşık Anonim, ,Dini-Tasavvufiolmak üzere 3’e ayrılır.



A)               ÂŞIK TARZITÜRK HALK EDEBİYATI

ü  İslamiyet'ten önce başlamıştır.
ü  Eskiden “kam,baksı”adı verilen ozonlara bu dönemde “AŞIK”adıverilmiştir.
ü  Âşıklar şiirlerini bağlama adı verilen sazlarlaköy köy dolaşıp söylemiştir.
ü  Hece ölçüsü kullanılmıştır.
ü     Dili sadedir.
ü  Nazım birimi dörtlüktür, yarım kafiyekullanılmıştır.
ü  Son dörtlükte şairin mahlası(adı) kullanılır.
ü     Şairler şiirlerini “CÖNK” adı verilen defterde toplarlardı.
ü     Aşk, ölüm, gurbet, ayrılık konuları sıklıklailenmiştir.
ü     Coşkulu, lirik bir söylenişi vardır.
ü     Koşma, mani, türkü, semai, varsağı destan gibibiçimleri mevcuttur.
ü     17. yüzyıldan sonra divan edebiyatındanetkilenmeye başlamıştır.

                                             KOŞMA

ü    Aşk, ayrılık, gurbet gibi geniş çerçevelikonuların işlendiği bir türdür.
ü    11’li hece ölçüsüyle yazılır.
ü    En az 3 en fazla 6 kıtadan oluşur.
ü    Dili sadedir.
            Kafiye düzeni “abab,cccb,dddb…”şeklindedir.
ü    Son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
ü    Koşmanın konularına göre “güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlama”adlı türleri vardır.
ü    GÜZELLEME:İnsan ve doğa sevgisinin lirik bir edayla işlendiği koşmalara denir.
ü    KOÇAKLAMA:Savaş, yiğitlik, kahramanlık gibi konuları işleyen koşmalara denir.
ü    AĞIT:  Ölen kişinin arkasından duyulan acının veonun iyiliklerinin işlendiği koşmadır.
ü    TAŞLAMA:Toplumun veya bireylerin aksayan yönlerini eleştiren koşmalara denir.

VARSAĞI

ü   Toros Dağları ve Adana civarında yaşayan “VARSAK” boylarının söyledikleritürkülere denir.
ü   Kafiye düzeni koşma gibidir.
ü    4+4şeklinde 8’li ölçüyle söylenir.
ü   “BRE, BEHEY, HEY “ nidaları sıklıklakullanılmıştır.
ü   En az 3 en fazla 5 dörtlüktür.
SEMAİ

ü  Özel bir ezgiyle söylenen bir türdür.
ü  Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
ü  4 + 4 =8 ‘li ölçüyle yazılır.
ü  3–5 dörtlükten oluşur.
DESTAN

ü  6+5 ‘li hece ölçüsüyle söylenir.
ü  Halk edebiyatının en uzun nazım biçimidir.
ü  Kendine özgü bir söylenişi vardır.
ü  Kafiye düzeni koşma ile aynıdır.
ü  Ayaklanma, kıtlık, savaş, hastalık gibitoplumsal konular işlendiği gibi bireysel konuların işlendiği destanlar davardır.
ü  Dörtlük sayısında sınırlama yoktur.



                                    B)         ANONİM TARZI TÜRK HALK EDEBİYATI
ü         Halkınortak ürünüdür.
ü         Yüzyıllar süren gelişim gösterir.
ü         Hece ölçüsü kullanılmıştır.
ü         Halkın yaşamından otaya çıkmıştır.
ü         Sözlü ürünlerdir, çok sonraları birileritarafından yazıya geçirilmişlerdir.
ü         Türkü, destan, masal, ninni, bilmece, mani, halkhikâyeleri gibi nazım şekilleri vardır.
TÜRKÜ
ü           Belli bir ezgiyle söylenir.
ü           7,8,11,14 ‘li ölçülerle söylenir.
ü           Hemen her konuda söylenir.
ü           Bölgesel özellik ve ad değişikliğineuğrayabilir.



MANİ
ü              “aaxa” şeklinde kafiyelenir.
ü              4+3 şeklinde ölçüsü vardır.
ü              İlk iki dizesi ayrık yani hazırlık özelliğitaşımaktadır. Asıl mesaj üçüncü dizede verilir.
ü              Her konuda söylenebilir.
ü              Düz, cinaslı ve artık mani gibi çeşitlerivardır.

NİNNİ

ü                 Annelerin bebeklerini uyutmak amacıyla belli birezgi ile söylediği parçalardır.
ü                 Çocukların psikolojisi üzerinde etkilidir
ü                 Manzum özelliktedirler.

BİLMECE

ü                     Çoğunluklacevabı içinde saklı bulunan ve düşünceyi geliştirmek amacıyla türetilen sorubiçimlerine denir.
ü                     Güzel vakit geçirmek amacıyla çıkarıldıklarıdüşünülmektedir.
ü                     Manzum – mensur şekilleri vardır.

ATASÖZLERİ

ü   Yüzyıllar süren tecrübeler sonunda ortaya çıkanözlü sözlerdir.
ü   Kelimeleri değiştirilemezler.
ü   Aynı konuda birbiriyle çelişen atasözleriolabilir.

               C)       DİNİ-TASAVVUFİ  (TEKKE)  TÜRK HALK EDEBİYATI

ü Hem hece hem de aruz ölçüsü kullanılmıştır.
ü Eserlerde genellikle Allah sevgisi işlenmiştir.
ü Hem dörtlük hem beyit kullanılmıştır.
ü Dil halkın kullandığı dil olmakla beraberArapça-Farsça kelimelerde kullanılmıştır.
ü Bu eserleri daha iyi anlayabilmek için belli birdini bilgiye sahip olmak gerekir.
ü Bu eserlerde dönemin çarpıklıkları daişlenmiştir.
ü Şairler genellikle dini eğitim almışlardır.
ü İlahi, nefes, şathiye, nutuk, devriye, hikmetgibi nazım şekilleri vardır.

İLAHİ

ü         Hecenin 7’li-11’li kalıbıyla belli bir ezgiylesöylenen coşkulu şiirlerdir.
ü         Allah’ın aşkı ve O’na kavuşma arzusu işlenir.
ü         Hem hece hem de aruzla yazılan ilahiler vardır.
ü         İlahi’ye Aleviler “Deme”, Bektaşiler “Nefes” Mevleviler“Ayin” adını vermişlerdir.

NUTUK

ü             Tekkedetarikata yeni giren müritlere dinin ve tarikatın esaslarını aktarmak içinyazılan şiirlere denir.
ü             11’li hece ölçüsü ile yazılır.


ŞATHİYE

ü                 Dinin bazı inceliklerini alay edermişçesineanlatan şiirlere denir.
ü                 Birçok şair bu şiirlerden dolayı horlanmış hattaöldürülenler de olmuştur.






HALK EDEBİYATININ TEMSİLCİLERİ

YUNUS EMRE
ü    Engin hoşgörüsü, insan sevgisiyle sadece bizimdeğil bütün dünyanın beğenisini kazanmış eşsiz bir şair, fikir adamıdır.
ü    İlahi aşkı ve insan sevgisini eserlerindeişlemiştir.
ü    Hem aruzu hem de hece veznini kullanmıştır.
ü    Şiirlerinde dili oldukça sadedir, zamanının halkdilini kullanmıştır.
ü    Nazım biçimi olarak “ilahi”yi seçmiştir. 
ü    “Risalet’ünNushiye (Nasihatlar Kitabı) ve Divan”adlı kitabı vardır.

PİR SULTAN ABDAL
ü  Halk edebiyatında lirik şiirin öncülerindendir.
ü  Halk içinde çok sevildiği için isimsiz birçokşiir onun adında yayımlanmıştır.
ü  Tasavvufu, halkın anlayışıyla birleştirmiştir.
ü  Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır.
ü  Dili oldukça sadedir.
ü  Bektaşi tarikatına mensup olduğu için“nefes”leri ünlüdür.

HACI BEKTAŞI VELİ
ü     Bektaşi tarikatının kurucusudur
ü     Büyük bir bilgindir.
ü     Orta Anadolu’da etkin olmuştur.
ü     Malakat”adlıArapça eseri ünlüdür.
KAYGUSUZ ABDAL
ü  Kendisinden önceki şairlerdenetkilenmiştir.(Özellikle Yunus’tan)
ü  Hem hece hem de aruz veznini kullanmıştır.
ü  Alaylı, nükteli, eleştirili şiirler yazmıştır.
ü  Edebi yazıları da vardır.
ü  Budala-name,Mugaalet-name”adlı eserleri vardır.

KAYIKÇI KULMUSTAFA
ü     17.yüzyılın önemli yeniçeri şairlerindendir.
ü     Kahramanca şiirleriyle tanınmıştır.
ü     “GençOsman” destanıyla tanınmıştır.
ü     Divan şiirinden etkilenmemiştir.
KÖROĞLU
ü    Başkaldırının, isyanın şairidir.
ü    Din dışı konularda şiirler yazmıştır.
ü    Sultan Murat (II.) zamanında savaşlara katılmıştır.
ü    Köroğlu adlı halk kahramanıyla aynı adı veözellikleri taşıdığı için ikisi aynı kişi olarak anılmıştır.
DADALOĞLU
ü  Toroslar bölgesinde yaşamış.
ü  Devlet yönetiminin aşiretiyle olan mücadelesiüzerine söylediği:
“ferman padişahınsa dağlar bizimdir”dizelerininnakarat olarak kullanıldığı şiiri oldukça beğeni toplamıştır.
ü      Varsağı ,semai ve destanları meşhurdur.
ü      Türküler yazmıştır.
KARACAOĞLAN
ü        Şiirlerini sade bir dille yazmıştır.
ü             Hece ölçüsünü ustalıkla kullanmıştır.
ü             Saz şairliğinin piri sayılır.
ü        Din dışı konularda yazmıştır.
ü        Koşmaları oldukça sevilmiştir.
ü        Kuvvetli lirik egemenliği hâkimdir şiirlerine.
ü        Anadolu’yu at sırtında gezip şiir söylemiştir.
ÂŞIK ÖMER
ü    İyi bir eğitim almamasına karşın şairlerarasında yeteneğiyle kendine en üstte yer edinmiştir.
ü    Devrinin idarecilerini, dinini görünüş içinyaşayanlarını eleştirmiştir.
ü    Aruzu kullanmıştır. Ancak hece ölçüsünde asılkarakterini bulmuştur.
DERTLİ
ü18. yüzyılın sonlarında yaşamıştır.
ü Hemhece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır.
                Lirik koşmalarıyla tanınmıştır.
ü Divan ‘ı taş baskıyla basılmıştır. 

EMRAH
ü    Erzurumludur.
ü    Divan edebiyatından etkilenmiştir.
ü    Gazel, murabbalar yazmıştır.
ü    Koşma ve semaileriyle tanınmıştır.

GEVHERİ
ü  İncebir söyleyiş, derin bir bilgi içeren şiirleri halk arasında çok sevilmiştir.
ü  Divanedebiyatında etkilendiği için mazmun ve yabancı sözcükleri çokça etkilenmiştir.
ü  Koşmalarıve taşlamaları oldukça ünlüdür.
BAYBURTLUZİHNİ
ü   Divan edebiyatına çokça dalmaya çalışmıştır.
ü   Saz şairi olarak ün kazanmıştır.
ü   Divan’ı, Sergüzeşt-name”adlıkitapları vardır.

ÂŞIKVEYSEL
ü   Çocuk yaşta kör olması ona derin bir duyguzenginliği vermiştir.
ü   Yurt, insan ve toprak sevgisini iliklerine kadarhisseden, bunu şiirlerinde işlemiştir.
ü   Halk edebiyatının ve son dönem edebiyatımızınusta şairlerindendir.
ü   Sivas Şarkışla  Sivri alan köyünde doğmuş ve yaşamıştır.
                                      DİVAN EDEBİYATI ( KLASİK –ESKİ EDEBİYAT)

İslamiyet’inkabulünden sonra Türkler yaşamın her alanında Araplardan, Farslardanetkilenmişlerdir. Bu etkileşimin en belirgin olduğu alanların başında edebiyat göze çarpmaktadır.
ü        13. yy dan dan itibaren şair ve yazarlar Fars-Arap etkisine girmeye başlamıştır.
ü        Şairler şiirlerini “DİVAN” adını verdikleri bir kitapta topladıkları için buedebiyatına “Divan Edebiyatı” denilmiştir.
ü        Ayrıca “klasik-eski –zümre edebiyatı” da denilir
ü        Bu edebiyatın özünde dinde tasavvuf vardır.
ü        Dil çoğunlukla halkın anlayacağı tarzdadeğildir.
ü        Arap ve Fars edebiyatı örnek alınmıştır.
ü        Saraydan destek gördüğü için “saray edebiyatı”da denilmiştir
ü        Ölçü olarak “aruz ölçüsü” kullanılmış.
ü        Çoğunlukla aşk, şarap, kadın övgü, din, ahlak,tasavvuf konuları işlenmiştir
ü        Kafiye hem göz hem de kulak için anlayışıhakimdir.
ü        Zengin ve tam kafiye sıklıkla kullanılmıştır.
ü        Divan dışında beş mesnevinin toplandığı kitaba “hamse” denilir.
Nazımbiçimleri “beyitle” yazılanlar: Gazel, kaside, mesnevi,
ü        “bentlerle”yazılanlar:rubai, tuyuğ,şarkı,terkib-i bent,terci-ibent,murabba


BEYİTLERLEYAZILAN NAZIM ŞEKİLLERİ

1 ) GAZEL
ü        Güzellik, aşk, kadın, şarap gibi konularıişleyen nazım türüdür.
ü        Araplarda Farslara onlardan da Türkleregeçmiştir.
ü        Gazelin ilk beyitine “matla”son beyitine “makta” denir.
ü        En güzel beyitine “beyt’ül gazel ya da şahbeyit” denir
ü        Kafiye şeması: “aa,ba, ca da...” şeklindedir.
ü        “En azbeş en fazla on beş beyit” ten oluşur.
ü        Konu birliği yoktur. Her beyit başka bir konudanbahsedebilir.

              2 ) KASİDE
ü        Herhangi bir kişiyi ya da durumu övmek amacıylayazılan şiirlerdir.
ü        En 33 en fazla 99 beyitten oluşur.
ü        İlk beyitine matla, son beyitine makta, şairinadının bulunduğu beyite taç beyit adı verilir.
ü        Kafiye düzeni gazelle aynıdır.
ü        Allah’ın birliğini anlatan kasidelere: TEVHİT
ü        Allah’a dua etmek için yazılanlara: MÜNACAAT
ü        Herhangi bir şahsı övmek için yazılanlara: METHİYE
ü        Peygamberleri övmek için yazılanlara: NAAT
ü        Birini eleştirmek için yazılanlara: HİCVİYE
ü        Ölen birinin arkasından yazılanlara MERSİYE kasidesi denir.
ü        Kaside:nesip-girizgâh-methiye-tegazzül-fahriye-dua bölümlerinden oluşur.
ü        En önemli kasideci NEFİ’dir.

             3 ) MESNEVİ      
ü      Roman ve hikâyenin yerini tutan çoğunlukla uzunkonuların işlendiği nazım biçimine denir.
ü      Her beyit kendi arasında kafiyeli olduğu içinuzun yazılmaya imkân vermiştir.
ü      Beyit sınırı yoktur.
ü      Çoğunlukla hikemi konular, efsaneler,kahramanlık ve aşk konuları işlenmiştir.
ü      Leyla-Mecnun mesnevisi en çok okunan olmuştur.
UYARI: Bunların dışında uzun ve kısamısraların ard arda sıralanmasıyla yazılan Müstezat,günümüz manileri gibi kafiyeleşen kıt’alar da yazılmıştır. Kıtalar aaxaşeklinde kafiyelenir.

BENTLERLEYAZILAN NAZIM ŞEKİLLERİ
1) TERKİB_İBENT

ü     5 ile 15 bent arasıda değişir uzunluğu.( 15 tenfazla olan da var)
ü     Her bent 8–15 beyit arasında değişir.
ü     Didaktik, felsefi, eleştiri konularında yazılır.
ü     Gazel gibi kafiyelenir.
ü     Ziya Paşa’nın terkib-i bendi meşhurdur
2)  TERCİ_İ BENT
ü     Terkibi-i bente benzer.

3) TUYUĞ
ü     Divan edebiyatına Türklerin kattığı bir türdür.
ü     Felsefi konular işlenmektedir.
ü     Kadı Burhanettin’in tuyuğları meşhurdur
4) RUBAİ
ü  Kafiyelenişi aaxa şeklindedir.
ü  Aruzun belli kalıplarıyla yazılır.
ü  Felsefi ve hikemi derinliği olan konularişlenmiştir.
ü  İran’da ÖMER HAYYAM, Türk edebiyatında MEVLANA‘nın rubaileri meşhurdur.

5)  ŞARKI
ü      Türklerin divan edebiyatına kattığı bir türdür.
ü      Aşk kadın şarap konuları işlenmiştir.
ü      Nedim bu türün en önemli temsilciliğiniyapmıştır.
ü      Üçüncü mısrasına “miyan” denir.
                                          

DİVAN EDEBİYATININ ŞAİR VE YAZARLARI

HOCADEHHANİ
ü  Divanedebiyatının kurucusu kabul edilir.
ü  Yirmi bin beyitlik “Selçuk Şehnamesi”adlı kitabı vardır.
ü  Vatan hasreti ile ilgili şiirleri vardır.
MEVLANA
ü     Mevlevi tarikatının kurucusudur.
ü     Mesnevi adlıyüz bin beyitlik eseri vardır
ü      Divan-ı Kebir, Mektubat adlı eserleride vardır.
ü     13.yy. tasavvuf şairidir.
ü     Bütün eserlerini Farsça yazmıştır.
NECATİBEY

ü   Divanı vardır.
ü   Millileşme akımını savunmuştur.
ü   Eserlerinde sade bir dil kullanmıştır.
ü   Divan şiirine bir yerlilik, bir ulusallıkkazandırmaya çalışmıştır.

AHMEDİ
ü      14. yy. da tanınmış bir şairdir.
ü      İran edebiyatının bütün özellikleriniedebiyatımıza katmaya çalışmıştır.
ü      Din dışı konularda şiirler yazmıştır.
ü      “Cemşitu Hurşit, İskendername Divan’ı”adlıeserleri vardır.


ŞEYHİ
ü    15. yydayaşamıştır.
ü   Tasavvufi şiirleri ağırlıktadır.
ü   Çağının dil inceliklerini eserlerindeyansıtmıştır.
ü   Devrinin bozukluklarını bir eşekten yola çıkarakşikâyet ettiği        “HARNAME”adlı kitabı meşhurdur. Bu kitap birçok yönüylefabl özelliği taşımaktadır.
ü   Harname,Hüsrev ü Şirin ve Divan adlı kitapları vardır.

ALİŞİR NEVAİ
ü  ÇağatayTürk edebiyatını en önemli temsilcisi sayılır
ü  “Muhakemet’ül Lugateyn”adlı kitabıylaTürkçe-Farsçayı karşılaştırmış ve Türkçenin Farsçadan üstün olduğunusöylemiştir.
ü  “Hamse” (beş mesnevi) sahibidir.
ü  İlk bibliyografya kitabımız (şairlerinhayatını almış) olan “Mecalisü’ünNefais”adlı kitabı vardır.
ü  Türkçeninmusiki ve vezin kalıplarını içeren Mizanül Evzan adlı kitabı vardır.
ü  Devletadamlığı yapmıştır.
FUZULİ
ü   Duygu, düşünüş ve edebiyat açısından Türkedebiyatının en büyük şairi sayılır.
ü   Lirik şiirleri oldukça meşhurdur.
ü   Platonik bir aşk anlayışı vardır.
ü   Azeri Türkçesini kullanmıştır.
ü   Uçsuz bir hayal dünyasına, derin bir bilgiyesahiptir.
ü   Kerbela da türbedarlık yaptığı söylenir.
ü   Ona göre şair bilgisiz olamaz, ilham olmadan şiiryazılmaz. Şiir bir Allah lütfüdür.
ü   “Şikâyetname”adlı eseri devrin bozukluklarını anlatan “hiciv”dalında ilkmektuptur.
ü   TürkçeDivanı, Farsça Divanı, Arapça Divanı, Hadikat’üs Süeda, Beng ü Bade, Leyla üMecnun Mesnevisi, Hadisi Erbain, Şikâyetname adlı kitapları vardır.
ü    
SİNANPAŞA
ü   15.yüzyılın nesir yazarıdır.
ü   Dili oldukça süslüdür.
ü   “Tazarru-name”adlı eseri oldukça meşhurdur. Seciler ve söz sanatlarıyla doludur.


BAKİ
ü      Şairlerin sultanı lakabıyla anılır(sultan’uşşuara)
ü      Kanuni’nin iltifatına çokça mazhar olmuştur.
ü      Genellikle din dışı konularda şiir yazmıştır.
ü      Ahenk ve kulak için kafiyeye çok düşkündür.
ü      16.yyda yaşamış en büyük şairdir.
ü      Divan’ıve Kanuni Mersiyesi meşhurdur.
ü       
NEFİ
ü         Kasidenin Türk edebiyatındaki tartışmasızlideridir.
ü         Övdüğünü göğe çıkarır, yerdiğini yerin dibinegeçirir. Sınırlaması yoktur.
ü         Dili oldukça süslüdür.
ü         Öldürüldüğü söylenir şiirleri yüzünden.
ü         “Sihamı-Kaza adlı eseri vardır.
KÂTİPÇELEBİ

ü   “Cihan-numa,Keşf’uz Zunün, Mizan’ül- Hak”adlı eserleri vardır.
ü   Didaktik eserler yazmıştır.



BAĞDATLIRUHİ
ü Toplumcu bir özelliğe sahiptir.
ü Dönemininaksaklıklarını terki-i bentleriyle eleştirmiştir.
ü Tarikatagirmesine rağmen din dışı şiirleri vardır.
NABİ
ü   Asıl adı Yusuf’tur.
ü   17. yy da yetişmiştir.
ü   Didaktik – hikemi şiirin edebiyatımızdaki en iyitemsilcisi sayılır.
ü   Akıcı ve düzgün bir dili vardır.
ü   Oğlu için yazdığı “Hayriye”adlı kitabı meşhurdur.
ü   Farsça veTürkçe Divanı, Hayrabat, Sürname adlı kitapları vardır

EVLİYAÇELEBİ
ü   Edebiyatımızın seyahat yazarlarının piridir.
ü   “Seyahat-name”adlı eseri vardır.
NEDİM
ü   Lale Devri (18. yy) nin eğlencelerinieserlerinde en iyi yansıtan şairdir.
ü   Şiirde mahallileşme akımını başlatan veyerleştiren şairdir.
ü   Tasavvufun etkisinde kalmayan tek şairdir.
ü   İstanbul Türkçesi ile yazmıştır.
ü   Halk dilini, inanışlarını şiirlerindeişlemiştir.
ü   Divan edebiyatının klasik söylemlerine(mazmun)yenilerini katmıştır.
ü   “Şarkı” nazım şeklini en ustaca kullanan şairolmuştur.
ü   Hece vezniyle şiirleri de vardır.


ŞEYHGALİP

ü   Divan edebiyatının son büyük şairidir.
ü   Yenileşme hareketlerine uygun şiirler yazmıştır,halk söylemlerini eserlerinde kullanmıştır.
ü   Hece ölçüsüyle şiirler yazmıştır.
ü   Genel olarak dili süslü ve ağırdır.
ü   “Hüsn üAşk” adlı mesnevisi meşhurdur.






TANZİMAT EDEBİYATI
ü   Tanzimat Fermanının ilanından sonra buedebiyatın tohumları serpilmeye başlamıştır.
ü   Batılı tarzda ilk eserler bu dönemde verilmeyebaşlanmıştır.
ü   Hak, adalet, özgürlük, vatan kelimeleri b udönemde ilk defa kullanılmaya başlanmıştır.
ü   Tanzimat edebiyatı kendi arasında ikiyeayrılır.(Birinci-ikinci dönem)
ü    Yazıdilini halkın anlayacağı dile yakınlaştırmaya çalışmışlardır.
ü   Tiyatroyu halkı aydınlatma aracı olarakgörmüşlerdir.
ü   Toplumcu bir çizgi tutmaya çalışmışlardır.
ü   Divan edebiyatındaki “bölüm güzelliğine” karşın“konu bütünlüğüne, güzelliğine” önem vermişlerdir.
ü   Tanzimat birinci dönem sanatçıları(Şinasi, N.Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat)  ikincidönem sanatçılarına göre daha halkçı olmuşlardır.


BİRİNCİDÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI
ü  Divanedebiyatını eleştirmelerine rağmen onun etkisinden kurtulamamışlardır.
ü  Vatanmillet, hak adalet, özgürlük gibi kavramlar ilk defa bu dönemde kullanılmayabaşlanmıştır.
ü  Batılıanlamda ilk esereler bu dönemde verilmeye başlanmıştır.
ü  Toplumu bilinçlendirmek için edebiyatıbir araç olarak görmüşlerdir.
ü  Dilinsadeleşmesi gerektiğini söylemişler ancak pek başarılı olamamışlardır bukonuda.
ü  Roman,modern hikâye, tiyatro, gazete, eleştiri, anı bu dönemde kullanılmayabaşlanmıştır.
ü  Budönemin sanatçıları aynı zamanda devlet adamı sıfatı da taşıyorlardı.
ü  Klasizim(Şinasi,A.Vefik Paşa) romantizm (N. Kemal, A. Mithat) den etkilenmişlerdir.



BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI SANATÇILARI

ŞİNASİ   (1826–1871)
ü   Edebiyatımıza birçok yeniliğin yerleşmesinisağlamıştır.
ü   Asıl adı İbrahim’dir.
ü   İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, ilk özel gazete,ilk makale, ilk noktalama işaretini kullanan kişidir.
ü   Halk için sanat görüşünü benimsemiştir.
ü   İlk tiyatro eserimizi: ŞAİR EVLENMESİ ni yazdı.
ü   İlk makaleyi yazdı: TERCÜMAN-I AHVAL MUKADDİMESİ
ü   İlk özel gazetesi çıkardı: TERCÜMAN- I AHVAL
ü   Eserleri: Durubu Emsalı Osmaniyye (Osmanlı Atasözleri Kitabı)
                      Tercüme i Manzume(Çeviriler)
                       Müntehabat –ıEşar(şiirleri)
                      Divan-ı Şinasi
                       Tasvir i Efkâr

NAMIKKEMAL (1840–1888)

ü  Vatanşairimizdir.
ü  Toplumcubir sanat çizgisindedir.
ü  Vatan,millet, özgürlük kelimelerini edebiyatta ilk kullanan kişidir.
ü  Tiyatrolarıoldukça ses getirmiştir. Tiyatroyu bir eğlence ve halkı bilinçlendirme aracıolarak görmüştür.
ü  Romantizminetkisindedir.
ü  Eserleri:ilk tarihi romanımız; CEZMİ
                     İlk edebi romanımız ;İNTİBAH
                    Tiyatroları : Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk,Gülnihal, Kara Bela,Celalettin Harzermşah
                   Eleştiri eserleri: Renan Müdafenamesi, Tahrb-i Harabat (ZiyaPaşa’ya karşı)
                                             İrfan Paşa’ya Mektup, Takip
                  Diğer eserleri: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi,Büyük İslam Tarihi, Evrak-ı Perişan

ZİYAPAŞA (1825–1880)

ü   İlk edebiyat tarihi taslağı sayılan “Harabat”eserini yazmıştır.
ü   Halk şiirinin ve dilinin gerçek edebiyatımızolduğunu belirten “Şiir ve İnşa”adlımakalesini yazmasına rağmen kendisi böyle davranmamıştır.
ü   Biçimce eski içerikçe yeni olmaya gayretgöstermiştir.
ü   Terkib-i bent, terci i bent’leri meşhurdur.
ü   Bir çok dizesi halk arasında atasözü gibikullanılmıştır.
ü   Eserleri: Zafername, Harabat, Eş’ar-ı Ziya,Defter-i Amal, Terkib-i Bent, Terci-i Bent

AHMETMİTHAT EFENDİ (1844–1912)

ü      Halk için roman geleneğini benimsemiştir.
ü      Halkın anlayacağı bir dilde ve onlarıilgilendiren konularda eserler vermiştir.
ü      İlk hikâye örneklerimizden biri sayılan :”Letaif-i Rivayet”i yazmıştır.
ü      Romantizmden etkilenmiştir.
ü      HasanMellah, Hüseyin Fellah, Falatun Bey ve Rakım Efendi, Yer Yüzünde Bir Melek,Henüz On Yedi Yaşında.

ŞEMSETTİNSAMİ ( 1850–1904 )

ü         Devrinin en büyük dil bilgini sayılmıştır.
ü         İlk romanımız olan: Taaşşuk –U Talat ve Fıtnat adlı eseri yazmıştır.
ü         Kamus uTürkî adlı sözlüğü yazmış.
ü         Kamus uFransevi ve Kamus-ı Alam’ı yazmıştır.


AHMETVEFİK PAŞA (1829-1892)

ü           Tiyatromuzun en büyük kilometre taşı sayılır.
ü           Bursa’da kendi adıyla tiyatro kurmuştur.
ü           Halkın tiyatroyu sevmesi için özellikleMoliere’den çeviriler yapmıştır.
ü           İnfialiAşk, Dudu Kuşlar, Zor Nikâh, Zoraki Tabip, Kadınlar Mektebi ,Şecere-i Türk eserlerinden bazılarıdır.





 İKİNCİ DÖNEMTANZİMAT EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ

ü   Bireysel konulara dönülmüştür.
ü   Sanat, sanat içindir, görüşü benimsenmiştir.
ü   Dil oldukça ağırlaştırılmıştır.
ü   Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmakiçin yazılmıştır.
ü   Realizm ve natüralizm baskın akımlar olarak gözeçarpar.


İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININSANATÇILARI

RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847- 1914)

ü İlk realist romanımız olan: ARABA SEVDASI’nı yazmıştır.
ü  TevfikFikret’in akıl hocasıdır.
ü  MuallimNaci ile uzun yıllar süren “eski-yeni”kavgasındayeniyi savunmuştur.
ü  “Sanat sanat içindir ve kafiye kulak içindir”. Görüşünü benimsemiştir.
ü  Oğlununerken ölümü onu bireysel ve hüzünlü eserler vermeye zorlamıştır.
ü  Her güzel şiirin konusudur”diyerekşiirin konu zenginliğine katkı yapmıştır.
ü  MuallimNaci’nin Zemzeme’sine karşılık DEMDEME adlı kitabı yazmıştır.
ü  Tiyatroları:Afife Anjelik, Çok Bilen Çok Yanılır,Vuslat
ü  Şiirleri: Zemzeme, Nağme-i Seher
ü  Talim-i Edebiyat adlı eseri onunedebiyata dair görüşleri içeren en önemli eseridir.



ABDULHAK HAMİT TARHAN ( 1852–1937)

ü   Edebiyatımızın en bireysel şairlerindendir.
ü   Batılılaşma hareketinin asıl öncüsü olarak kabulgördüğü için kendisine “şairi azam”(büyükşair) lakabı verilmiştir.
ü   Gözlem ve izlenimleriyle şiir yazmıştır.
ü   Düşünen adamdan çok yapan adam özelliğitaşımaktadır.
ü   Tiyatroları oynanmaya uygun değildir.(Macera-yı Aşk, Sabru Sebat, içli Kızlar,Finten, Nesteren, Liberte )
ü   Romantizmin etkisinde, metafizik konuları, ölüm,aşk gibi temalar içeren eserler vermiştir.
ü   Makber,Ölü, Bunlar O’dur, Hacle, Garam, İlham-ı Vatan şiir kitaplarıdır.

DÖNEMİN BAĞIMSIZLARI SAYILAN SANATÇILAR


MUALLİM NACİ (1850–1893)

ü      Recaizade Mahmut Ekrem’le eski- yeni kavgasındaeski’yi savunmuştur.
ü      Batılı tarzda şiirler de yazmıştır.
ü      Dili ağırdır ;ancak başarılıdır.
ü      Eserleri: Ateşpare,Füruzan, Şerare (şiir)
                           Demdeme, Muallim(eleştiri)
                           Islahat-ı Edebiye (sözlük)


NABİZADE NAZIM (1862–1893)

ü   İlk köy romanımız kabul edilen: Karabibik’i yazmıştır.
ü   Realizm, natüralizm’in öncülerinden sayılır.
ü   İlk psikolojik roman denemesi sayılan: Zehra’yı yazmıştır.


TANZİMAT EDEBİYATINDA ROMAN VE HİKÂYE
ü  Bütüneserler teknik açıdan zayıftırlar.
ü  Duygusalve acıklı konular işlenmiştir.
ü  Yazarlarolaylara müdahalede bulunmuştur.
ü  Eserlerdekarakter oluşturulamamıştır. Genellikle ya iyi ya da kötü özellik taşıyantipler kullanılmıştır.
ü  İyilereserlerin sonunda mükâfat alırlar, kötüler de cezalarını alırlar.
ü  Tanzimatikinci dönemin sanatçıları birinci döneminkilere göre daha başarılı olmuştur.

TANZİMAT EDEBİYATINDA ELEŞTİRİ
ü   Bu dönemde genellikle “eski- yeni”kavgasına dayanan eleştiriler olmuştur.
ü   N.Kemal’in Ernest Renan’ı eleştiren RenanMüdafaanamesi bu dönemin önemli eserlerindendir.
ü   Muallim Naci ile Recaizade Mahmut Ekremarasındaki Demdeme-Zemzeme tartışması da bu dönemin önemli örneklerindendir.
TANZİMAT EDEBİYATINDA TİYATRO
ü  Tiyatroilk defa bu dönemde görülmeye başlanmıştır.
ü  İlktiyatro örneği Şinasi’nin Şair Evlenmesi’dir.
ü  İlkdönemin sanatçıları tiyatroyu bir eğitim aracı olarak görmüşlerdir.
ü  İkincidönemin sanatçıları da tiyatroyu eğlence olarak görmüşler; ancak onlarıntiyatroları oynanmak için değil okunmak için yazılmışlardır.

      SERVET-İ FUNUN EDEBİYATI  (1896–1901)
EDEBİYATI CEDİDE (YENİ EDEBİYAT)
ü   Recaizade’nin önderliğinde Servet-i FununDergisi etrafında toplanan bazı gençler Tevfik Fikret’in derginin başınagetirilmesiyle edebi bir topluluk özelliği kazanır.
ü   Sonraları Cenap Şahabettin, Mehmet Rauf, HüseyinCahit, Celal Şahin, Ali Ekrem, Halit Ziya’nı katılımıyla genişler.
ü   Devlet yönetiminin baskıcılığını bahane ederektoplumsal konulara eğilmediler.
ü   Fransız edebiyatına aşırı bağlı kaldılar.
ü   Aruz başarıyla ölçüsü kullanılmıştır.(Sadece T.Fikret “Şermin” adlı eserini hece ölçüsüyle yazmıştır.)
ü   Hep uzak ülkelere gitme hayaliyle yaşadılar.
ü   Sanat, sanat içindir ilkesine bağlı kaldılar.
ü    Nazım(şiir) nesre (düz yazı) yaklaştırılmıştır. Konu bütünlüğüne önem verilmiştir.
ü   Batı’dan sone ve terza-rima gibi yeni nazımşekilleri ithal edilmiştir.
ü   Roman dalında Halit Ziya oldukça başarılı eserlervermiştir.
ü   Şiirde parnasizm ve sembolizmdenetkilenmişlerdir.
SERVET-İ FUNUN EDEBİYATININ SANATÇILARI

TEVFİK FİKRET(1867-1915)

ü      Kendi akımının ve Türk edebiyatının en önemlişairlerindendir.
ü      Aruz ölçüsünü Türkçeye başarıyla uygulamıştır.
ü      Fen, bilim, teknik onun kalemiyle şiirimizegirmiştir.
ü      Parnasizm akımından etkilenmiştir.
ü      Şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır.
ü      Şermin adlı eserinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
ü       Servet-iFunun dan sonra her hangi bir topluluğa katılmamış, bazı sosyal şiirler yazmıştır.
ü      Türk edebiyatında ilk defa İstanbul’u eleştirenşair olmuştur.(SİS şiiri)
ü      Mehmet Akif ile atışmışlardır. Oğlu Amerika'yaokumak için gider; ancak papaz olur.
ü      Eserleri: Rubab-ıŞİKESTE, Haluk’un Defteri, Rubab-ın Cevabı, Tarih-i Kadim, Doksan Beşe Doğru,Şermin,

HALİT ZİYA UŞAKLIGİL (1866–1945)

ü         Birçok edebi türde eser vermesine rağmen asılününü romanlarda bulmuştur.
ü         Sanatlı bir söyleyişi, iyi bir gözlemciliğivardır.
                                   Romanlarındaüst tabakanın hayat özelliklerini işlemesine rağmen hikâyelerinde sıradaninsanları işlemiştir.
ü         Realizm ve natüralizmi benimsemiştir.
ü         Eserleri teknik açıdan kuvvetlidir, bu yönüyleromancılığımızın üstadı sayılır.
ü         Şiirleri düz yazıya oldukça yakındır.
ü         Eserleri : Aşk-Memnu,Mai ve Siyah, Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri, Aşka Dair,Kâbus, Füruzan…

CENAP ŞAHABETTİN (1870–1934)

ü           Sanat, sanat içindir görüşünü benimsemiştir.
ü           Halk arasında birçok dizesi atasözü gibikullanılmaktadır.
ü           Dilini süslemiş, kelime oyunları bol, söz sanatlarıoldukça fazla kullanmıştır.
ü           Şaire göre “şiir kelimelerle resim yapmaişidir”.
ü           Eserleri: Hac Yolunda, Evrak-ı Eyyam, Tamat, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh, Afak-ı IrakTiryaki Sözler.




MEHMET RAUF (1876–1931)

ü   İlkpsikolojik romanımız olan “EYLÜL”üyazmıştır.
ü   Çok fazla bir edebi kimliği yoktur.
ü   Halit Ziya’nın etkisinde kalmıştır.


SERVET-İ FUNUN DÖNEMİNİN BAĞIMSIZ İSİMLERİ

MEHMET AKİF ERSOY(1873–1936)

ü  Türkedebiyatının en meşhur şairidir.
ü  Sanattoplum için kullanmıştır.
ü  Osmanlıtoplumunun üzerine serpilen ölü toprağını kaldırmak için gecesini gündüzünekatan mücadeleci fikir adamıdır.
ü  Hayatıolduğun gibi edebiyata yansıtmıştır.
ü  Aruzubaşarıyla kullanmıştır.
ü  Epik–lirik şiiri ustaca kullanmıştır.
ü  İslambirliği (ümmet bilinci) ni yerleştirmek için uğraşmıştır.
ü  Tekeseri “SAFAHAT”tır.

HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR(1864–1944)

ü   Realist-natüralist bir yazardır.
ü   Toplum için sanat görüşündedir.
ü   Hemen her şey onun eserlerine konu olmuştur.
ü   Mizaha, günlük konuşmalara çok sık başvurmuştur.
ü   Ona göre roman sokağın aynasıdır.
ü   Yabancı hayranlığı, mürebbiye takıntısını, kadındedikodularını eserlerinde sıkça işlemiştir.
ü   Eserleri İstanbul merkezlidir. Anadolu yoktur.
ü   Eserleri: Şık, Mürebbiye, İffet, Şıpsevdi, Gulyabani, Kuyruklu Yıldız Altında Birİzdivaç, Ben Deli Miyim? Nimetşinas 





FECR-İ ATİ DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI(1908–1911)

ü   Servet-i Funun’un dergisinin kapanmasından sonraII. Meşrutiyet’in ilanıyla ortaya çıkan özgür ortamda her hangi bir edebitopluluk yoktu. Bu değerlendirmek için bir araya gelen Tahsin Nihat, Faik Ali, Emin Bülent, Ahmet Haşim, Fazıl Ahmet, RefikHalit, Yakup Kadri, Cemil Süleyman gibi birkaç şair ve yazarın oluşturduğutopluluktur.
ü   Türk edebiyatında ilk kez bildiri yayınlayan edebi topluluktur.
ü   Yetenekli sanatçıların bir araya getirilmesigerektiği bildirildi.
ü   Batının eserleri Türkçeye çevrilecek.
ü   “Sanatşahsi ve muhteremdir” ilkesi savunulmuş.
ü   Şiirlerdeaşk doğa ve kişisel konular işlenmiştir.
ü   Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
ü   Fransız sembolistlerden etkilenmiştir.
ü   Çok fazla bir etki bırakmadan dağılmışlardır.


FECR-İ ATİ DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININSANATÇILARI

AHMET HAŞİM(1884–1933)

ü   Dış görünüşü düzgün olmadığı için genellikleakşam dışarı çıkmayı yeğlemiştir. Bu psikoloji bütün hayatını etkilemiştir.
ü   Hep bilinmeyen bir yere O Belde”ye gitmeyiarzulamıştır.
ü   Hece ölçüsünü hiç kullanmamış hep aruz ölçüsünükullanmıştır.
ü   Şiirsözden çok musikiye yakındır.”der.
ü   Şiir duyulmak için yazılır anlaşılmak içindeğildir.
ü   Dili oldukça ağırdır.
ü   Batılı sembolistler gibi her şeyi sembollerleifade etmiştir.
ü   Özellikleakşam güneşinin batışını, günün şafağını anlatmaya çalışmıştır.
ü   Ahmet Haşim aslında bir empresyonisttir.
ü   Eserleri GölSaatleri, Piyale, Guraphane-i Laklakan, Bize Göre, Frankfurt Seyahatnamesi.

EMİN BÜLENT SERDAROĞLU(1886-1942)

ü   Diğer Fecr-i Aticilere göre toplumsaldır.
ü   Victor Hugo’ya karşı yazdığı “Kin” şiiri önemlidir.
ü   Grup arkadaşlarına göre başarılı bir şairdir.

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNİN GENELÖZELLİKLERİ

ü  Osmanlıcılıkfikrinin iflasından sonra artık Türkçülük akımı yükselen değer olmayabaşlamıştır.
ü  1911’daSelanik’te çıkarılmaya başlanan “GençKalem”Dergisi etrafında bir araya gelen Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp gibi aydınlar MilliEdebiyatın oluşumunu başlatmışlardır.
ü  Dahasonra İstanbul’da Türk Derneği, Türk Yurdu, Türk Ocağı dergileriyayınlanmıştır.
ü  MilliEdebiyatının genel özellik olarak;
ü  Dilsade olmalıdır.
ü  Dildekiyabancı kelimeler atılmalı; ancak Türkçeye yerleşmiş kelimeler Türkçe gibikullanılmaya devam edilmelidir.
ü  İstanbulTürkçesi esas kabul edilmelidir.
ü  Şiirdehece ölçüsü kullanılmalı.
ü  Edebiyattoplumun hizmetinde olmalı.
ü  Milletindertleri, sevinçleri esas alınmalı.
ü  Romanve hikâye teknik açıdan kuvvetlenmiştir.



MİLLİ EDEBİYATIN SANATÇILARI

ÖMER SEYFETTİN  (1884–1920)

ü   Türk edebiyatının en önemli hikâyecisidir.
ü   Yeni Lisan adlı makalesi Milli Edebiyatınkanunlarının ilanı sayılır.
ü   Sade dil akımının öncüsüdür.
ü   Anadolu’nun insanın hayat şartlarınıhikâyelerini yansıtmıştır.
ü   Dilde, fikirde, işte milliyetçilik fikriniyerleştirmiştir.
ü   Çocukluk anıları, efsaneleri hikâyelerindeişlemiştir.
ü   Eserleri: Bomba,Yalnız Efe ,Efruz Bey, İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabet,Bahar veKelebekler…

ZİYA GÖKALP  (1876–1924)

ü  Türkmilliyetçiliğini esaslara bağlamıştır.Sistematize etmiştir.
ü  Sosyalhayatı ve kurumlarımızı Batı’ya göre düzenlenmelidir.
ü  Eserlerindehalk dilini kullanmıştır.
ü  Halkındertlerini isteklerini yansıtmaya çalışmıştır.
ü  “Türkçülük,Türk milletini yükseltmektir” diyerek bu ifade doğrultusunda hareket etmiştir.
ü  Eserleri:Türkçülüğün Esasları, Kızıl Elma,Türkleşmek-İslamlaşmak  -Muasırlaşmak,Türk Medeniyet Tarihi, Malta Mektupları.

MEHMETEMİN YURDAKUL (1869–1944)

ü   Anadolu insanın yabancılara başkaldırısını çokgüzel yansıtmıştır.
ü   Toplumcu sanat anlayışıyla milliyetçi çizgideeserler vermiştir.
ü   Hece ölçüsü kullanılmıştır.
ü   Eserleri: Türkçe Şiirler, Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Tan Sesleri, Ordunun Destanları,Zafer Yolunda, Turana Doğru, İsyan ve Dua, Mustafa Kemal, Fazilet ve Adalet…
                      
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889–1974)

ü   Edebiyatın her alanında eser vermiştir.Fecr-iAti’nin dağılmasından sonra Milli Edebiyat içinde yer almıştır.
ü   Çoğunlukla içinde yaşadığı toplumun dertlerinieserlerinde işlemiştir.
ü   Anadolucu, Atatürkçü bir çizgide kalmıştır.
ü   Esas ününü romancılık alanında bulmuştur.
ü   Kuvvetli bir gözlem gücü vardır.
ü   Realist bir çizgide yaşamıştır.
ü   Eserlerinde aydın-halk çatışmasını yansıtmıştır.
ü   Eserleri: ROMANLARI: Kiralık Konak, Ankara, Nur Baba, Hüküm Gecesi,Sodom ve Gomore, Yaban,Bir Sürgün, Panorama
HİKÂYELERİ: Milli Savaş Hikâyeleri, Rahmet
DİĞERESERLERİ: Erenlerin Bağından, ZorakiDiplomat, Vatan Yolundan, Anamım Kitabı

HALİDE ADİP ADIVAR (1884–1964)

ü  Edebiyatçılığınınyanında bir asker gibi cephe gerisinde mücadele vermiştir.
ü  Romanlarındaaşk, kadının psikolojisini, doğu-batı çatışmasını, eski-yeni kavgasınıişlemiştir.
ü  Romanlarındakuvvetli bir gözlem vardır.
ü  KurtuluşSavaşı eserlerinde çokça yer edinmiştir.
ü  Edebiyatınhemen her alanında eser vermiştir.
ü  Diliçok başarılı değildir.
ü  Eserleri:Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, TürkünAteşle İmtihanı, Sinekli Bakkal, Mor Salkımlı Ev, Dağa Çıkan Kurt, Tatarcık,Zeyno’nun Oğlu

REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889–1958)

ü   Anadolu’nun dertlerini, sıkıntılarını,inançlarını eserlerinde işlemiştir.
ü   Sade  veyapmacıksız bir dil kullanmıştır.
ü   Çalıkuşu”romanıen ünlü eseridir.(aslında bir tiyatro eseri olarak yazılmıştır)
ü   Müfettişlik yaptığı için Anadolu’yu gezmiş veonların sıkıntılarını, sevinçlerini edebi eserlerinde sıkça kullanmıştır.
ü   Eserleri: Çalıkuşu, Damga, Dudaktan Kalbe, Acımak, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, KızılcıkDalları, Gökyüzü, Eski Hastalık, Ateş Gecesi, Miskinler Tekkesi




REFİK HALİT KARAY (1888-1965)

ü      Halk dilini eserlerinde oldukça başarılıolmuştur.
ü      Kuvvetli bir gözlemciliği vardır; ancak içgözlemde başarılı değildir.
ü      Eserleri: Memleket Hikâyeleri, İstanbul’un İçyüzü, Yezidin Kızı, Çete, Sürgün, BU BizimHayat, Kadınlar Tekkesi, Karlı Dağdaki Ateş…

YAHYAKEMAL BEYATLI (1884-1958)

ü   Modern edebiyatımızın en büyük şairlerindendir.
ü   Batılı tarzda şiirimize düzen vermiştir.
ü   Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır. “OK” şiiri hariç bütün şiirlerini aruzlayazmıştır.
ü   Şiir musikiden başka bir musiki”dir derdi.
ü   Parnasizmden etkilenmiştir.
ü   İstanbul’u, Osmanlı’nın ihtişamlı zamanındagezmek, tabiat, ölüm, rintlik gibi konuları işlemiştir.
ü   Şiirlerinin mükemmel olması için uğraşvermiştir, bu konuda oldukça titizdir.
ü   Edebiyatın hemen her alanında eser vermiştir;ancak asıl ününü şiirde kazanmıştır.
ü   Eserleri: KendiGök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyla, Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Portreler,
ü    
ü   Rubailerve Hayyam’ın Rubailerini Türkçe Söyleyiş.



PEYAMİSAFA (1899-1961)

ü   Geçim derdiyle yazarlığa başlamıştır.
ü   Bir ayağından sakat olduğu için bu psikolojiyieserlerine yansıtmıştır.
ü   “Server Bedii” lakabıyla eser yazmıştır.
ü   Edebiyat, felsefe, tıp, psikoloji alanındayeterli bir bilgin sayılır.
ü   Psikolojik çözümlemeleri çok başarılıdır.
ü   Eserleri; Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Sözde Kızlar, Mahşer Bir Akşamdı, Canan, MatmazelNoralya’nın Koltuğu, Atilla, Harbiye, Şimşek… gibi eserleri vardır.


CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ(1923–1940)


ü  Aruzölçüsü bırakılmıştır. Serbest ölçü ve hece ölçüsü kullanılmıştır.
ü  Dildesadeleşme hareketi başarıya ulaşmış ve İstanbul Türkçesi esas alınmayabaşlanmıştır.
ü  Edebiyatımızİstanbul aydınlarının tekelinden kurtulmaya başlanmıştır. Anadolu’dan aydınyetişmeye başlamıştır.
ü  Romandave hikâyede halk gerçekleri tamamen yerleşmiştir.
ü  Uluslararası düzeyde sanatçı yetişmiştir.
ü  Tiyatrove deneme alanında büyük gelişmeler gösterilmiştir.
ü  Budönemden itibaren farklı edebi topluluklar ortaya çıkmaya başlamıştır.






BEŞ HECECİLER

ü   Hecenin beş şairiadıyla da anılan bu sanatçılar milli edebiyat akımından etkilenmiş veşiirlerinde hece veznini kullanmışlardır.
ü   Şiirde sade veözentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir.
ü   Beş hececiler şiire birincidünya savaşı ve milli mücadele döneminde başlamışlardır.
ü   Beş hececiler ilkşiirlerinde aruz veznini kullanmışlar daha sonra heceye geçmişlerdir.
ü   Şiirde memleketsevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlıklar ve yiğitlik gibi temalarıişlemişlerdir.
ü   Hece vezni ile serbestmüstezat yazmayı da denediler.
ü   Mısra kümelerindedörtlük esasına bağlı kalmadılar yeni yeni biçimler aradılar.
ü   Nesir cümlesini şiireaktardılar ve düzyazıdaki söz dizimini şiirlerde de görülmesi beş hececiler deçok rastlanan bir özelliktir.
ü   Beş hececiler şusanatçılardan oluşmuştur: 
                       Faruk Nafiz Çamlıbel, Yusuf ZiyaOrtaç,
                        Enis Behiç Koryürek,Halit Fahri Ozansoy,
                         Orhan Seyfi Orhon      (Kısaca FEHYO diye ezberleyebilirsiniz)

YEDİ MEŞALECİLER

ü   1928’de kurulmuştur.
ü   Heceyi geliştirmek amacıyla ortaya çıkmıştır.
ü   “Canlılık,samimiyet ve daima yenilik” sloganıyla hareket etmişlerdir.
ü   Varlaine, Mallerma gibi Fransız şairleri örnekalmışlardır.
ü   Anadolu’yu yurtseverlik anlayışıyla anlatmayıdüşünmüşlerdir; ancak pek başarılı olamamışlardır.
ü   Bunlar: Sabri Esat Siyavuşgil, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi,Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret, Kenan Hulusi Koray.

GARİPÇİLER ( I. YENİCİLER )

ü   Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının belki debütün Türk edebiyatının en farklı gurubu olarak edebiyat tarihinde yeralmışlardır.
ü   1940 yılına kadar gelen bütün şiir anlayışınakarşı çıkan Orhan Veli, Oktay RıfatHorozcu, Melih Cevdet Anday ortaklaşa “Garip”dergisini çıkarıp bu akımı başlatmışlardır.
ü   Şiirde ölçü ve kafiye gereksizdir.
ü   Şiir fikirleri aşılamak işin kullanılmamalı.
ü   Şiirde anlam düz verilmeli.
ü   Her konu şiire girebilmeli
ü   Her insan şiirin konusu olabilmeli.
ü   Şiirde söz ustalığı, laf cambazlığına gerekyoktur.
ü   Şiirde önemli olan bütün güzelliğidir.

MAVİCİLER

ü  Atilla İlhan’ın 1955–1956 yıllarındaçıkardığı derginin adı olan “MAVİ” nin etrafında toplanan Orhan Duru, Ferit Edgü gibi sanatçıları oluşturduğu guruptur.
ü  Garipakımına tepki olarak çıkmıştır.
ü  Şiirinbasit olamayacağını zengin benzetmeli, içli, derin olması gerektiğinisavunmuşlardır





İKİNCİ YENİCİLER

ü    1950’lerde “Garip” akımına tepki olarakçıkmıştır.
ü    Şiirin düşürüldüğü basitliğe son vermek amacıylaortaya çıkmıştır.
ü    CemalSüreyya, İlhan Berk, Edip Cansever, Turgut Uyar, Ece Ayhan, Ülkü Tamer,SezaiKARAKOÇ bu akımın öncüleridir.
ü    Sözcüklerin anlamı değil söylenişi önemlidir.
ü    Her şey insanla başlar insanla biter.
ü    Şiirin kendine göre bir dili olmalı.
ü    Şiir diğer edebi türlerden kesin çizgilerleayrılmalı.
ü    Önemli olan kelimelerin anlamları değil, şairinona yüklediği anlamlardır.

CUMHURİYET DÖNEMİNİN ÖNEMLİ SANATÇILARI

AHMETHAMDİ TANPINAR (1901-1962)

ü   Hece ölçüsünü şiirimize en iyi uygulayanşairimizdir.
ü   Şiir dilimize yeni bir ses getirmiştir.
ü   Kendine özgü bir söyleyiş geliştirmiştir.
ü   Hikâye ve romanlarında şiirsel bir dilkullanmıştır. Psikolojik derinlik, bilinçaltına inen bir duyarlılıkgöstermiştir.
ü   Vatan sevgisi, geçmişe hasret gibi temalarişlenmiştir.
ü   Eserleri: Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Abdullah Efendi’nin Rüyası, Beş Şehir,Mahur Beste, 19.Asır Türk Edebiyatı, Yaşadığım Gibi.


SAİTFAİK ABASIYANIK (1906-1954)

ü  Türkhikâyeciliğinin temel taşlarındandır.
ü  Çehovtarzı hikâyeciliğinin en usta temsilcisidir.
ü  Günlükkonuşma dilini, argoyu, halk söyleyişini hikâyelerinde işlemiştir.
ü  Çoğunluklasıradan insanların hayatlarını eserlerinde işlemiştir.
ü  EserleriSarnıç, Semaver, Şahmerdan, MahalleKahvesi, Son Kuşlar, Kayıp Aranıyor, Âlem Dağında Var Bir Yılan, Havada Bulut, yaşamak Hırsı, Şimdi Sevişme Vakti…

FARUKNAFİZ ÇAMLIBEL (1898-1973)
ü   Beş hececilerdendir.
ü   Şiirleri aşk, memleket güzelliği, vatan sevgisiüzerine kuruludur.
ü   Anadolu’yu şiirlerinde en iyi işleyenşairlerimizdendir.
ü   Anadolu’yu işlenmemiş bir sanat olarak kabuledip ona yönelmiştir. Bu yönü diğer sanatçılarımıza örnek olmuştur.
ü   Anadolu’yu en güzel işleyen şiiri “HanDuvarları”dır.
ü   Eserleri: Gönülden Gönüle, Şarkın Sultanları, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Bir Ömür BöyleGeçti, Elimle Seçtiklerim, Tatlı Sert, Akıncı Türküleri, Han Duvarları, İlk GözAğrısı

ZİYAOSMAN SABA(1910–1957)
ü   Şiirlerinde çocukluközlemi, anılara düşkünlük, ev ve aile sevgisi, yoksul yaşamlara karşı utanç veacıma, Allah’a kulluk, kadere boyun eğme, küçük mutluluklara yetinme ve ölümgibi konuları işlemiştir.
ü   Hece ölçüsünükullanmakla birlikte 1940’tan sonra serbest şiir yazmaya başladı 
             Şiirkitapları: Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman,  Nefes Almak;
              Mesut İnsan Fotoğrafhanesi iseöyküsüdür.

ORHANVELİ KANIK (1914-1950)
ü    Edebiyatımızın en serbest şairidir.
ü    Mecazlı söyleyişi, kapalı anlatımı, benzetmelerişiirimizden atan kişidir.
ü    Eski şiirimiz ile yeni şiirimizi tamamenbirbirinden ayırmıştır.
ü    Şiirlerinde gündelik konuşmayı, sıradaninsanların hayat koşullarını, yaşama biçimlerini kullandı.
ü    Garip akımının kurucusudur.
ü    Eserleri: Garip, Vazgeçemediğim, La Fontaine’den Seçmeler, Karşı, Nasrettin Hoca Hikâyeleri,Destan Gibisi…



OKTAYRIFAT HOROZCU(1914–1988)

ü   Garip akımının temsilcilerindendir.
ü   Başlangıçta, yeni birhava içinde, güçlü aşk şiirleri; toplumcu sanat ilkesinden hareketle halkdeyimi ve söyleyişlerinden masal ve tekerlemelerden faydalanarak başarılıtaşlamalar; sosyal şiirler yazdı. Perçemli Sokak adlı kitabıyla birlikte şiiranlayışında büyük değişiklik olmuş soyut şiire kaymıştır.
ü   Son şiirlerinde öz vebiçim yoğunlaştırmalarıyla estetik planda yeni ve güçlü bir şiir estetiğiyakalamıştır.
ü   Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine Şiirler, Güzelleme,Karga İle Tilki, Aşk Merdiveni, Denize Doğru Konuşma, Dilsiz ve Çıplak


MELİHCEVDET ANDAY(1915)

ü   Garip akımınıntemsilcilerindendir.
ü   Şiirlerinde toplumsalgerçekliği inceler.
ü   Daha sonra ilkşiirlerindeki romantizmden sıyrılarak duygulardan çok aklın egemenliğine, güzelgünlerin özlemine bırakır.
ü   Söz oyunlarındaarınmış yalın bir dil vardır. Düz yazılarında ise yoğun bir düşünce, şiirsel,esprili, özlü bir dil vardır.
ü   Fıkra, makale, gezi,roman, tiyatro ve şiir yazmıştır. Çevirilerde yapmıştır.
ü   Şiirleri: Garip, Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafname, Yanyana.
ü   Denemeleri:Çevirileri; İngiliz EdebiyatındanDenemeler
                                   Tiyatroları: Komedya, İçerdekiler, Gizli Emi



ENİSBEHİÇ KORYÜREK(1891–1949)

ü   İlk şiirleriniServet-i Fünun etkisinde yazdı.
ü   Şiire aruz vezniylebaşlamıştır.
ü   Hece ile yazdığı ilkşiirlerinde aşk duygularına yer vermekle beraber, daha sonra kurtuluş savaşıyıllarında milli duyguları ve tarihi kahramanlıkları işleyen heyecan yüklü epikşiirler yazmıştır. 
ü   Miras ve Güneşin Ölümüadlı şiir kitabı vardır.

HALİTFAHRİ OZANSOY(1891–1971)

ü   Şiire aruzlabaşlamıştır. Aruza veda adlı şiiriyle, aruz veznini bırakıp heceye yönelmiştir.
ü   Şiirlerinde çoğunluklaegzotik sahnelere, hüzün ve melankoli gibi bireysel duygulara, aşk ve ölümtemalarına rastlanır.
ü   Şiirlerinde konuşulanTürkçeyi başarıyla kullanmıştır.
ü   Şiir, roman ve tiyatrotürlerinde eserler vardır 
ü   Baykuş, Efsaneler, Cenk Duyguları, Hayalet,Rüya adlı eserleri vardır.
YUSUFZİYA ORTAÇ(1896–1967)

ü   Yusuf Ziya dadiğerleri gibi şiire aruzla başlamış daha sonra heceye geçmiştir.
ü   Şiirlerinde günlükhayatın çeşitli görünümlerini sade bir dille işlemiştir.
ü   Akbaba adlı mizahdergisini çıkarmıştır.
ü    Akından Akına, BirRüzgâr Esti, Yanardağ, Âşıklar Yolu adlıeserleri vardır.



ORHAN SEYFİORHON(1890–1972)

ü   Şiire aruzla başlardaha sonra heceyle devam eder.
ü   Şiirlerinde daha çokşahsi konuları işler.
ü   Bazı şiirlerinde halkşiirinin şekillerini de kullanmıştır.
ü   Bireysel duygularıişleyen, ahenkli ve zarif şiirlerinde temiz duru bir Türkçe kullanmıştır.
ü   Fırtına ve Kar, Gönülden Sesler, Peri Kızı İle Çoban, OBeyaz Bir Kuştu adlı eserleri vardır.


AHMETKUTSİ TECER (1907-1967)
ü      Halkın ayağına giden şairdir.
ü      Şiiri nesirden ayırmaya çalışmıştır.
ü      Hecenin gelişmesi için elinden geleni göstermiştir.
ü      Çeşitli alanlarda eser vermiştir.
ü      Eserleri: Şiirler, Köylü Temsilleri, Sivas Halk Şairleri Bayramı, Köşebaşı, Bir PazarGünü, Satılık Ev…

HALİKARNASBALIKÇISI (1886-1974) 
(CEVATŞAKİR KABAAĞAÇLI )
ü  “Denizi, deniz hayatını” edebiyatımızatam anlamıyla yerleştiren yazardır.
ü  Bodrum’u,Ege efsanelerini, balıkçıları hayatlarını eserlerinde işlemiştir.
ü  Eserleri:Ege Kıyıları, Aganta- Burina- Burinata,Merhaba Akdeniz, Turgut Reis, Mavi Sürgün, Anadolu’nun Sesi, Hey Koca Yurt,Deniz Gurbetçileri…

AHMETMUHİP DIRANAS (1909-1982)
ü   Bireyci şiiri estetik anlayışla özenleuygulamıştır.
ü   Hece ölçüsünü kullanarak yeni bir şiir dilioluşturmaya çalışmıştır.
ü   Eserleri: Şiirler, O Böyle İstemezdi, Gölgeler Çıkmaz

MEMDUHŞEVKET ESENDAL (1883-1952)
ü  Hikâyeciliğimizinönemli isimlerindendir.
ü  Hergün gördüğümüz ancak önemsemediğimiz kişileri hikâyelerinde işlemiştir.
ü  Hikâyelerininkonusunu genellikle gündelik hayattan seçer.
ü  Günlükkonuşmaları içtenlikle yansıtmıştır.
ü  Hikâyelerindeolağanüstü varlıklar ve olaylar yoktur.
ü  Eserleri:Ayaşlı ve Kiracılar Miras.

CAHİTSITKI TARANCI (1910-1956)

ü   Eserlerinde “ölümkorkusu” hâkimdir.
ü   Heceye yeni şekiller katmıştır.
ü   Türkçenin incelikleri ustalıkla kullanmıştır.
ü   Toplumsal konuları kendi penceresindenyansıtmıştır.
ü   Eserleri: Otuz Beş Yaş, Ömrümde Sükût, Düşten Güzel, Ziya’ya Mektup.



NURULLAHATAÇ (1898-1957)

ü   Deneme alanında önemli eserler vermiştir.
ü   Türkçenin sadeleşmesi için çok uğraşmıştır.
ü   Eserlerinde ısrarla devrik cümlelerkullanmıştır.
ü   Eserleri: GünlerinGetirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze, Diyelim, Söz Arasında, GünceAçarken..

BEDRİRAHMİ EYÜBOĞLU (1911 -1975)
ü   Milli konulara eğilmiştir.
ü   Halk folklorünü işlemeye çalışmıştır.
ü   Şiirlerinde;masallardan,  türkülerden yararlanarak,doğa tutkusunu, insan sevgisini, yaşama sevincini, toplumsal sorunlarıyansıttı.
ü   Aynı zamandaCumhuriyet döneminin ünlü ressamlarındandır.
ü   Yazıları, Tezek (1975), Delifişek (1975), ResmeBaşlarken (1977) adlı kitaplarda toplandı.


NECİPFAZIL KISAKÜREK (1905-1983)
ü Türk edebiyatının en büyük şairlerindendir.
ü Sağlam bir dil yapısı, düzgün hece yapısı,sağlam bir teknik, felsefi derinlik, özgün bir anlatış gücüne sahip birşairdir.
ü Aynı zamanda önemli bir fikir adamıdır.
ü Ona göre şiir: “Allah’ı arama işidir”
ü    Şiir Kitapları:   Kaldırımlar,Örümcek Ağı, Ben ve Ötesi
OyunKitapları: Tohum Künye, Bir AdamYaratmak ,Satırbaşı
Diğereserleri: Çöle İnen Nur

ARİFNİHAT ASYA (1904–1974)
ü      Edebiyatımızda bayrak şairi olarak tanınmıştır.
ü      Eserlerinde Türklüğü, vatan ve bayrak aşkınıişlemiştir.
ü      Edebiyat öğretmenliği ve milletvekilliğiyapmıştır.
Eserleri:Bir BayrakRüzgar Bekliyor Heykeltraş (1924), Yastığımın Rüyası (1930), Ayetler (1936),Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor (1946), Rubaiyyat-ı Arif (1956), Enikli Kapı (1964),Kubbe-i ardâ (1956)
FALİH RIFKI ATAY(1894-1971)
ü   EserlerindeAtatürkçülük ön plandadır.
ü   Aşırı bir Batıtaklitçiğini savunmuştur.
ü   Türkçeyi  ustalıkla kullanmıştır.
ü   Eserleri :Ateş ve Güneş,Zeytindağı,Çankaya,Atatürk’ün Hatıraları, Baş Veren İnkılapçı, Atatürk Ne İdi,
ü    Denizaşırı, BizimAkdeniz, Gezerek Gördüklerim ( Seyahat yazıları)
YAŞARKEMAL (1923-  )
ü      Türk romancılığının en usta kalemlerindendir.
ü      Eserleri içeride ve dışarıda çokça ödülalmıştır.
ü      Çukurova’da çalışan işçilerin hayat şartlarını,yaşama biçimlerini, ağaların köylülere zulümlerini ustaca ve realist biryaklaşımla ele almıştır.
ü      Romanları;
Teneke (1955) Orta Direk (1960) İnceMemed (1.Cilt; 1955, 2. Cilt; 1969, 3. Cilt; 1984) Ağrı dağı efsanesi ( 1970)Kimsecik (1980)
Binboğalar Efsanesi ( 1971 Ölmez Otu Üç Anadolu Efsanesi (1969) Çakırcalı Efe(1972) Yılanı Öldürseler (1976) Höyükteki Nar Ağacı (1982)
Demirciler Çarşısı Cinayeti(1974) Yusufçuk Yusuf (1975 Filler Sultanı İleKırmızı Sakallı Topal Karınca (1977)
Kuşlar da Gitti ( 1978) Allah’ın Askerleri (1978) Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana(1998 Kimsecik II (1985)
Kale Kapısı (1986) Kanın Sesi (1991) Ağıt (1992
ü      Hikâyeleri: Sarı Sıcak (1952)  Bütün hikâyeleri (1967)


ATİLLA İLHAN(1925-2006)

ü Toplumcu-mücadelecigörüşlerini bireysel romantizmle bütünleştirmiştir.
ü Dili zengindir.
ü Çeşitli dallardaeserler vermiştir.
ü Romanları: Sokaktaki Adam , Kurtlar Sofrası, YarayaTuz Basmak..
ü Şiirleri: Duvar, Ben Sana Mecburum, Elde Var Hüzün,Korkunun Krallığı Yasak Sevişmek Tutuklunun Günlüğü…



ABBASSAYAR (1923–1999)

ü      Cumhuriyetsonrası edebiyatımızın güçlü kalemlerindendir.
ü      Anadolu’nun deyişlerini yaşam koşullarını, OrtaAnadolu’nun zorlu kış koşullarını eserlerinde çok içten                ve güzel yansıtmıştır.
ü      En önemli eseri:”Yılkı Atı”dır. TRT roman ödülü almıştır.
ü      Diğer eserleri:  Çelo,Can Şenliği, Yorganımı Sıkı Sar, Anılarda Yumak Yumak Noktalar

0RHAN PAMUK ( 1952-  )

Nobel edebiyat ödülü almış tek yazarımızdır.
Eserleri : Benim Adım Kırmızı , Cevdet Bey Ve oğulları ,Kar , Beyaz Kale, Kara Kitap, Sessiz Ev.

KEMAL TAHİR (1910-1973)
ü  Toplumcu yazarlarımızdandır.
ü  Eserlerinde köy insanı, gurbete çıkmış garibanların hayatşartlarını gözlemci bir tiple anlatmıştır.
ü  Eserleri: EsirŞehrin İnsanları, Yorgun Savaşçı, Devlet Ana,Hür Şehrin İnsanları, KöyünKamburu…
ORHAN KEMAL (1914-1970)

ü   Sosyalist görüşleriile ön plana çıkaran bir yazardır.
ü   Anadolu insanınınyaşam koşullarını, köylülerin ,işçi sınıfının ezilmişliğini eserlerinden sıkçaişlemiştir.
ü   Eserleri : Eskici ve Oğulları, Baba Evi, Cemile, EkmekKavgası, Tersine Dünya, Üç Kağıtçı, Hanımın Çiftiği…

ÖZDEMİR ASAF(1923-1981)

ü  Şiirlerinde toplumla,yaşadığı çağla, kendisiyle hesaplaşma içindedir.
ü  Şiirlerinde toplumsalve bireysel çelişkilerini “sen-ben” ikileminde yansıttı.
ü  Eserleri : Dünya gözüme Kaçtı, Sen Sen Sen, YalnızlıkPaylaşılmaz, Çiçekleri Yemeyin
ü  Özdemir Asafça (deneme),Dün Yağmur Yağacak (öykü)

TARIK BUĞRA(1918-
ü   Önemliromancılarımızdandır.
ü   Anadolu insanınınkültürünü . inançlarını, tarihini işlemiştir.
ü   Eserleri : Küçük Ağa, Osmancık,İbiş’in Rüyası,Firavun İmamı, Küçük Ağa Ankara’da…


TÜRKİYE DIŞINDAKİ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI


AZERBAYCAN TÜRK EDEBİYATI

BAHTİYAR VAHAPZADE
ESERLERİ:
              Menim Dostlarım, Aylı Geceler, Tan Yeri, Çınar,(şiir)İkinci Ses, Yağıştan Sonra, Artık Adam(tiyatro)
ŞEHRİYAR
ESERLERİ:
            HeyderBaba’ya Selam, Divan, Türkçe Şiirinden Eserler

CELİL MEHMET KULİZADE
ESERLERİ:
          Ölüler,Anamın Kitabı, Feyletonlar,Deli Yığıncağı, Belke De Gaytardılar

BULGARİSTAN TÜRK EDEBİYATI
RECEP KÜPÇÜ
ESERLERİ:

         Ötesi Var,Ötesi Düş Değil

KAZAN TÜRK EDEBİYATI
AYAS İSHAKİ
ESERLERİ:
             Zindan ,Familye Saadeti, Lokman Hekim, Ulug Bayrem (hikaye)Mulla Bubay,Ulug Muhammed,Tatar’ın Kızı(roman) İki Aşık , Kıyamet ,Muallim (oyun) Anı Defteri ,Otuz Yıllığım(anı)

KIBRIS TÜRK EDEBİYATI

OSMAN TÜRKAY
ESERLERİ:
         Yedi Telli, Uyurgezer , Beethoven’danAydınlığa Uyanmak   Avrupa Şiiri (şiir)

ÖZKER YAŞIN
ESERLERİ:

        Kıbrıs’tanAtatürk’e, Namık Kemal Kıbrıs’ta , Kanlı Kıbrıs,Bayrak Destanı (şiir),
Kıbrıs’ta Vuruşanlar, Kıbrıslı Kazım (roman) Bütün KapılarKapandı (hikaye)

BATI TRAKYA TÜRK EDEBİYATI

ABDURRAHİM DEDE
ESERLERİ:
          Rumeli’deBırakılanlar, Azınlıklar Ezilmemeli (inceleme) Batı Trakya Türkleri,İlhanlıDestanı (deneme)
KIRGIZİSTAN TÜRK EDEBİYATI

CENGİZ AYTMATOV
ESERLERİ:
     GünOlur Asra Bedel, Beyaz Gemi, Cemile, Kopar Zincirlerini Gülsarı, Toprak Ana,Selvi Boylum, Fuhi Yama, Dişi Kurdun Rüyaları…
KIRIM TÜRK EDEBİYATI

GASPARALI İSMAİL
ESERLERİ:
       KadılarınÜlkesi, Aslan Kız , Gündoğdu, Medeniyet-i İslamiye, Selname-i türki, Asya’daKomşularımız, İki Bahadır,

CENGİZ DAĞCI
ESERLERİ:
        KorkunçYıllar, Onlar Da İnsanlar, O Topraklar Bizimdi, Badem Dalına Asalı Bebekler,üşüyen Sokak, Genç Temuçin

ÖZBEKİSTAN TÜRK EDEBİYATI

A.HAMİT SÜLEYMEN ÇOLPAN
ESERLERİ.

      Uyanış , TanSırları, Koşuklarım
AYBEK

ESERLERİ:

     Tuygular(şiir) Kutluk Kaan , Nevai, Balık ,Ulug Yol (roman)


UYGUR TÜRK EDEBİYATI

ZİYA SAMEDİ
ESERLERİ:

    BoynuKesik (müzikal) , Bir Tane Siyara, Dertlinin İnleyişi , Kaysıların OlgunlaştığıDönem, Yılların Sırrı , Mayımhan (roman)

TÜRKMENİSTAN TÜRK EDEBİYATI

ATA ATACANOĞLU
ESERLERİ:

Üçlerin Siyahatı , Men Size Baryan , Guşgı Galası


IRAK TÜRK EDEBİYATI

ATA TERZİBAŞI
ESERLERİ:

     KerkükHoyrat ve Manileri , Kerkük Şairleri , Arzı Kamber Masalı, Kerkük Havaları(araştırma)




EDEBİ AKIMLAR

         Avrupa’daedebi akımlar başlamadan önce,  iki önemli düşünce ve sanat anlayışıvardı:
Hümanizm ve Rönesansçılık
HÜMANİZM:
ü    İnsana değer vermek esastır.
ü   Tabiatı Tanrıyaratmıştır düşüncesi kabul edilmiştir.
ü    İnsanı sevip onu yüceltme.
ü    Dante bu düşüncenin temsilcisidir.


RÖNESANSÇILAR:

ü   Hem hümanizmingetirdiklerin hem de16.yy bilim ve akılcılığını benimsemişlerdir.
ü   Özgürlük düşüncesinigeliştirirler.
ü   Petrarca, Montaigne, Bocan, Cervantes, Shakspeare bu dönemde eser verirler.



KLASİSİZM
ü   17.yy ortalarındaFransa’da ortaya çıkan edebiyat akımıdır.
ü   Akla ve sağduyuyadeğer verirler.
ü   İnsandaki tabiata,insanların iç dünyasına saygı göstermek esastır,
ü   Konularını eski Yunanve Latin edebiyatından alırlar.
ü   Kahramanları seçkinkişilerdir. Sıradan insanlara eserlerinde yer vermezler.
ü   Önemli olan konu değilkonunun işleniş biçimidir
ü   Dil, üslup kusursuzbir şekilde işlenmiştir. Dil açık, yalın ve soyludur.
ü   Sanat için sanatgörüşünü savunurlar.
ü   Sanatçı eserde kendinigizler.
ü   Tiyatroda üç birlikkuralına uyulur.(olay, zaman, mekân)
ü   Bu akımın en önemlitemsilcileri: Moliere  ,Corneille, Racine, La Fontaine, La Bruyere, Daniel Defoe
ü   Türk edebiyatında ise Şinasi ve Ahmet Vefik Paşa ‘dır.  
ROMANTİZM
ü   Fransa’da 1830yıllarında klasizme tepki olarak doğmuştur.
ü   Klasik edebiyatınkural ve şekilleri bırakılır.
ü   Konular eski Yunan veLatin edebiyatı yerine Hıristiyanlıktan tarihten ve günlük yaşamından alınır.
ü   Akıl yerine duygularave hayallere önem verirler.
ü   Sanatçılar kendieserlerinin kişiliklerini gizlemezler.
ü   Sanat toplum içindirgörüşünü benimsemişlerdir.
ü   Tabiat önemlidir.Gözlem ve tasvire önem verilir.
ü   Konular işlenirkeniyi, kötü, doğru, yanlış gibi karşıtlıklardan yararlanırlar.
ü   Üç birlik kuralı terkedilir.
ü   Temsilcileri J. J. Rousseau, Voltaire, Victor Hugo, Goethe, Schiller, Chateaubriand, GeorgeSand
ü   Türk edebiyatında ise Namık Kemal, A.Hamit Tarhan, A.MithatEfendi.
REALİZM
ü   19.yy’ın ikinciyarısında Fransa’da romantizme tepki olarak doğmuştur.
ü   Konu gerçekten alınır.Olay ve kişiler yaşanan ve yaşayan kişilerin benzerleridir
ü   Kişilerin ruhidavranışlarını etkileyen onların kişiliklerini çizen çevre ve ortamıntanıtılmasına önem verilir.
ü   Betimlemeler yazarıngözüyle yapılmaz kahramanın gözüyle yapılır.
ü   His ve hayale kapılmadantoplum gerçeklerini olduğu gibi yansıtır.
ü   Sanat için sanatgörüşünü savunurlar.
ü   Hikâye ve Romandauygulanır.
ü   Temsilcileri: Honero De Balzac, Stendhal, GustaveFlubert, Tolstoy, Dostoyevski, Ernest Hemingvay, Steinbeck
ü   Türk edebiyatında ise;Recaizade Mahmut, Nabizade Nazım YakupKadri, R. Halit Karay

NATÜRALİZM
ü   Determinizm anlayışınıromana getiren bu akım 19. asrın ikinci yarısında Fransa’da ortaya çıkmıştır.
ü   Determinizme göretabiat olaylarında aynı sebepler aynı sonucu doğurur. Natüralistler,Determinizmi topluma ve insan uyguladılar.
ü    Toplum büyük bir laboratuar, insan deneykonusu, sanatçı da bilgin sayıldı.
ü   İnsan kişiliğinianlatabilmek için soya çekim yasalarından ve toplum biliminden yararlandılar.
ü   Romanlardakahramanların portreleri ince ayrıntılarına kadar verilir.
ü   Yazar eserdekişiliğini gizler.
ü   Gözlem ve tasvirönemlidir. 
ü   Eserlerinde hayatıbütün yönüyle anlatırlar.
ü   Bedenden ayrı bir ruhyoktur.
ü   Dil her seviyedekiinsanın anlayabileceği bir düzeyde tutulmuştur
ü   Sanat toplum içindiranlayışı doğrultusunda eserler verilmiştir.
ü   Temsilcileri: Emile Zola, Goncoutr Kardeşler, Guy DeMaupassent, Alphonse Daudet
ü   Türk edebiyatında ise;H. Rahmi Gürpınar, Nabizade Nazım, BeşirFuat

PARNASİZM

ü   Romantik şiir anlayışıile Fransa da ortaya çıkmıştır.
ü   Doğal güzelliğe ve dışgörünüşe büyük önem verir.
ü   Sanat sanat içindirilkesini savunmuştur.
ü   Nesneleri dışgörünüşünü aktarmışlardır.
ü   Kelimeler seçilerekkullanılır. Kelimelerin sıralayışı ve ahenk önemlidir.
ü   Kafiye ve Redife önem verilir.
ü   Romantizm’de bırakılaneski Yunan ve Latin kültürüne dönüşmüştür.
ü   Temsilcileri: Th. Gauthier, Theodore Debanvaille, FrancoisCoppee
ü   Türk edebiyatında ise;Tevfik Fikret, Cenap Sahabettin, YahyaKemal

SEMBOLİZM

ü   19.yy’ın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır.
ü   Nesneleri olduğu gibianlatmak mümkün değildir. Nesneler değişerek anlatılabilir.
ü   Anlatımda sözlerinsözlük anlamından bıkan sembolistler yaşatmaya çalışırlar.
ü   Şiirde anlamaçıklığından kaçındılar.
ü   Şiir anlaşılmak içindeğil hissedilmek içindir.
ü   Şiirde alaca karanlıküzüntü ve ay ışığı, gün doğumu, gün batımı gibi belli belirsiz varlıklargörüntüleri yansıtırlar.
ü   Şiirde musiki herşeyden önce musiki ilkesini savundular.
ü   Sanat için sanatanlayışına bağlılardır.
ü   Dil herkesinanlayacağı seviyede değil oldukça ağırdır
ü   Temsilcileri: Baudelaire, P. Verlaine, A. Rimbaud
ü   Türk edebiyatında ise;Ahmet Haşim, A. Hamdi Tanpınar, CahitSıtkı Tarancı, biraz da Cenap Sahabettin



SÜRREALİZM (GERÇEK ÜSTÜCÜLÜK)

ü   Kelime anlamı"gerçek üstüncülük" demek olan bu akım 1924’te Fransa’da çıkmıştır.
ü   Sürrealistler SigmundFreud’un  etkisinde kalmışlardır.
ü   Bilinçaltı rüyadaortaya çıkar.
ü   Hipnotize edilmişinsanlara şiir söylettiler. 
ü   Akıl ve mantıkdeğersizdir. İnsanı yönlendiren İçgüdü, bilinçaltıdır demişlerdir.
ü   Temsilcileri: Breton Aragon, Paul Eluard
ü   Türk edebiyatında ise;Orhan Veli ve arkadaşları, CemalSüreyya, İlhan Berk (II. Yeniciler)

FÜTÜRİZM

ü   Geleceğimakineleştiren sanattır.
ü   20.yy. başındaMarinetti tarafından kurulmuştur.
ü   Geçmişin sanatdeğerlerini bırakmalı ve yeni anlatım biçimleri bulmalı.
ü   Makinalaşmaçalışmaları kutsallığı savunulmalıdır.
ü   Temsilcileri:  Marinettive Mayatovski
ü   Türk edebiyatında ise:Nazım Hikmet

EGZİSTANSİYALİZM ( VAR OLUŞÇULUK)

ü   Var olmayı her şeyden öncegörenlerdir. Bu akıma var oluşçuluk da denir.
ü   İnsan kendideğerlerini kendi oluşturabileceğini bilmelidir.
ü   İnsan bütünüyle özgürolmalıdır.
ü   Temsilcileri: J.Paul Sartre, Simon de Beauvoir, A.Camus

DADAİZM

ü   Kelimeleri rasgelekullanmak suretiyle oluşan şiirlere denir.
ü   Dil ve estetikkurallarını yıkma.
ü   Şiir gelişimini güzelseçilmiş kâğıt üzerine dizilmesiyle yazılır.
ü   Temsilcileri:   TristanZara, L.Aragon, Paul Elaud
ROMAN
ü   Yaşanmış ya dayaşanması muhtemel olayları, yere, zamana ve şahsa bağlayarak anlatan uzuneserlere roman denir.
ü   Romanda olaylar genişve ayrıntılı olarak anlatılır.
ü    Ana olay etrafında olaycıklar vardır.
ü    Şahıs kadrosu geniştir.
ü   Karakter çözümlemeleriyapılır.
ü   Zaman olarak geridönüşler olur.
Romanlar çeşitli türlere ayrılır;
Tarihi Roman: Tarihiher hangi bir olayı işleyen romanlara denir.
 Töre Romanı: Toplumun yaşayış tarzını,geleneklerini, adetlerini işleyen romanlara denir.
 Psikolojik Roman: Psikolojik derinlemeleri işleyenromanlara denir.
 Macera Roman: Uzak ve yabancı ülkelerin doğa veinsanlarını anlatan romanlara denir.
 Tezli Roman: Bir görüş veya düşünceyi savunanromanlara denir
 Polisiye Roman: Dedektif hikâyelerini anlatanromanlara denir.
HİKÂYE
ü   Yaşanmış ya dayaşanması muhtemel olan olayları anlatan  kısa olay veya durumlara denir.
ü   Tek bir olay vardır.
ü   Şahıs kadrosu romanagöre dardır.
ü   Kişiler çoğu zamanhayatlarının belli bir anı içinde anlatılır.
İki tür hikâye görülür;
ü   a) Olay Hikâyesi: Maupassant tarzı dadenir. Olay esastır. Türk edebiyatında Ömer Seyfettin’dir.
b)   Durum Hikâyesi: Çehov tarzı da denir. Olaydan çok insanın belli bir zamandilimindeki durumu anlatılır. Türk edebiyatında Sait Faik Abasıyanık’tır
MASAL
ü   Olağanüstü olaylarınanlatıldığı sözlü bir edebiyat ürünüdür.
ü   Olaylar hayal ürünüdür.
ü   Yer ve zaman bellideğildir.
ü   Kahramanlar insanüstünitelikler gösterir.
ü   İyiler hep iyi,kötüler hep kötüdür.
ü    Konunun sonunda iyiler ödüllendirilir, kötülercezalandırılır.
ü   Eğiticilik esastır
ü   Her milletin masallarıkendi örf ve adetlerini yansıtır.
ü   Olaylar miş'li geçmişzaman kullanılarak anlatılır.                         
    MAKALE
ü   Bir gerçeği açıklamak,bir konuda görüş ve düşünceler  öne sürmek ya da bir tezi savunmak,desteklemek için yazılan yazılara makale denir.
ü   Anlatım yalın veyoğundur, nesnel bir nitelik taşır.
ü   Öne sürülendüşüncelerin kanıtlanma zorunluluğu vardır.
ü     Dil açık olmalı.
ü   Her konuda makaleyazılabilir.
ü   Gazete ve dergilerdeyayımlanır.
DENEME
ü   Yazarın herhangi birkonudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan,okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür.
üYazar, kendisiylekonuşuyormuş gibi bir hava hâkimdir.
üSamimi bir dilkullanılır.
üYazar, öne sürdüğügörüşleri ispatlamak zorunda değildir.
üYazarın kesin birsonuca varma zorunluluğu yoktur.
üNurullah Ataç"Deneme, ben ülkesidir" der.
üHer konuda denemeyazılabilir.
üTürün ünlüleri, Ahmet Haşim, N. Ataç, Suut Kemal Yetkin, A.Hamdi Tanpınar, Selahattin Eyüboğlu.
FIKRA
    Yazarın, gündelik olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlamagereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır.
üGazete yazısıdır.
üDüşünceleri kanıtlamazorunluluğu yoktur.
üDil günlük kullanılandildir.
üOkuyucuyla sohbetediyormuş havası hâkimdir.
üEn tanınmışfıkracılar; Falih Rıfkı, Haşim, AhmetRasim H. Cahit Yalçın, Peyami Safa.
SOHBET
üYazarın, gündelikolaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup konuşuyormuşgibi içten bir hava içinde yazdığı yazılardır.
üHerkesi ilgilendirenkonular seçilir.
üCümleler çoğu zamankonuşmadaki gibi devriktir.
üYazar,sorulu-cevaplı  cümlelerle konuşuyormuş hissi verir.
üİçtenlik, samimilik,doğallık sohbetin özelliklerindendir.


ü En tanınmış sohbetçiler; Ahmet Rasim, Şevket  Rado, Atillaİlhan.
ELEŞTİRİ
üHer hangi bir konuyuveya eseri çeşitli yönleriyle değerlendiren yazılara denir.
üEleştiri objektifolmalıdır.
üEleştiride amaç okurave yazara yol göstermektir.
üEleştirmenin kendigörüşlerine göre yaptığı eleştiriye özneleleştiri denir
üEleştirmenin herkesçekabul gören ölçütlere göre yaptığı eleştiriye nesnel eleştiri denir.
GÜNLÜK (GÜNCE)
üYaşanan olayların,izlenimlerin, tarih atılarak, günü gününe yazılması ile oluşan türe günlükdenir.
üOlayı yaşayan kişitarafından yazılır.
üİçten ve sevecendir.
ü Eskiden bunlara: Ruzname denilirdi.  
HATIRA (ANI)
üBir kişini kendisininyaşadığı ya da tanık olduğu olayları, sanat değeri taşıyan bir üsluplaanlattığı yazılardır.
üGeçmişteki olayüzerine yazılır.
üYazar, olayları kendibakış açısından anlatır.
üAnılar, yaşandığıdönem hakkında bilgi verir.
üÖznel bir anlatımesastır
BİYOGRAFİ
üÜnlü kişilerinhayatını anlatan yazı türüdür.
üDivan edebiyatındaşairleri anlatan bu eserlere, "Tezkire" denirdi.
OTOBİYOGRAFİ
üBir kimsenin kendihayatını kendisinin yazmasına denir.
MEKTUP
üBir düşünce veyaduygunun birilerine iletilmesi amacıyla yazılan özel yazılardır.
üİş, özel gibiçeşitleri vardır.

GEZİ YAZISI
üGezilip görülen yerlerhakkında yazılan yazılardır.
üAnlatan kişi doğru bilgivermeli, okuyuculara orayı gezmiş havası vermeli.
TİYATRO
üHayattaki olaylarıkonu edinen, sahnede oynanmak amacıyla yazılan edebi eserdir.
üRoman ve hikâye soyutolduğu halde, tiyatro somuttur.
üTiyatro eserleri,konularına göre dram, trajedi ve komedi gibi türlere ayrılır.
1-TRAJEDİ:
üSeyirciye, hayatınacıklı yönlerini göstermek, ahlak, erdemi anlatmak için yazılmış manzumeserlerdir.
üKonusunu seçkinkimselerin hayatından ya da mitolojiden alır.
üKahramanları tanrılar,tanrıçalar ve soylu kimselerdir.
üKusursuz bir üslubuvardır. Kaba sözlere yer verilmez.
üEser baştan sona kadarağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer.
üÇirkin olaylar,seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez, sahne arkasında gerçekleştirilir. Buolaylar haberciler tarafından sahnede aktarılır.
üÜç birlik kuralınauyulur.( Yer, zaman, olay )
üOyunda korolara yerverilir.
üÜnlü trajediyazarları; 
üEski Yunan; Aiskhylos, Euripides, Sophokles. 
üFransız; Corneille, Racine.
2-KOMEDİ:
üİnsanların ve olaylarıngülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıylayazılmış tiyatro eseridir.
üKonusunu, yaşanılanhayattan ve günlük olaylardan alır.
üKişiler halktan veyüksek zümreden her çeşit insan olabilir.
üHer türlü söze şakayayer verilir.
üKişilerin her türlüdavranışları sahnede gösterilir.
üBirbirini izleyendiyalog ve koro bölümlerinden oluşur.
üManzum olarak yazılır.
üÜç birlik kuralınauyulur.
üTürün yazarları,Yunan-Aristoohanes, Fransız- Moliere.
3-DRAM:
üHayatı olduğu gibiacıklı ve gülünç yönleriyle sahnede göstermek için yazılan tiyatro eseridir.
üHayatı olduğu gibiyansıtır. Trajedi ve Komedi kaynaşmıştır.
üKonusunu günlükyaşamdan ve tarihten alır.
üÜç birlik kuralınauyma zorunluluğu yoktur.
üOlaylar, çirkin dahiolsa sahnede gösterildiği gibi kişiler hangi sınıf ve halktan olursa olsundramda yer alır.



DÜNYAEDEBİYATI

YUNAN EDEBİYATI
HOMEROS
ü Destan türünde eseryazılır.
ü Eserleri: İlyada, Odysseia
HESİODOS
ü Didaktik eserleryazmıştır.
ü Eserleri: İşler ve günler, Kosmosk
SAPHO
ü Lirik aşk şiirleryazmıştır.
ü Eserleri: Düğün, Şarkı, İç Savaşlar.
AİSSPOS
ü Fabl türününkurucusudur.
AİSKHYLOS
ü Yunan geleneklerini veahlakını savunur. .
ü Eserleri: Yalvaran Kızlar, Persler, Zincire Vurulmuş,Prometheyus
SOPHOKLES
ü İnsanlar arası çatışmalarıişlemiştir.
EURUPİDES.
ü Eserleri: Kylops(dram),Fenikeli Kadınlar, Heleno,Elektra.
ARİSTOPHANES
ü Eserlerindesiyasetçileri aşırı bir biçimde eleştirmiştir.
ü İlk büyük komedyaşairidir
ü Eserleri: Kuşlar,Eşek Arıları.

HEREDOTOS(Tarih’te) SOKRATES(Felsefe’de EFLATUN (PLATON) Felsefe’de) ARİSTO (Felsefe’de)
 
İSPANYOLEDEBİYATI

CERVANTES
üOsmanlı Devleti ileyapılan İnebahtı deniz savaşında esir olarak alınmıştır. Sonradan serbest bırakılmıştır.
üDöndükten sonra “DON KİŞOT” romanını yazmıştır.
üBu eserle modern romanın kuruluşu başlamış oldu.
üBu kitapta Don Kişotadlı bir şahıs kendini şövalye zannedip uşağı Pança ile dünyadaki haksızlığıkaldırmak için yel değirmenlerine saldırır.
İTALYAN EDEBİYATI

DANTE
üRönesans’ın fikirbabalarındandır. Ancak onu göremedi.
üBilge biridir.
üEn önemli eseri: Tanrısal Komedya’dır.
BOCCACIO
ü     Dünyada küçük hikâyetürünün ilk örneklerini yazmıştır.
ü     Hikâyelerindeinsanoğlunun tüm yaşam koşullarını işlemiştir.
ü     En önemli eseri:DECAMERON’ DUR.
ARİOSTO
üRönesans’ın önemli yazarlarındandır.
üEn önemli eseri: ÇILGIN ORLANDO’DUR.
TASSO
üEn önemli eseri:Kurtarılmış Kudüs’tür.


FRANSIZ EDEBİYATI
MONTAIGNE
ü    Deneme türünün babasısayılır.
ü    Özgür düşünceninsavunucusu olmuştur.
ü    Rönesans edebiyatınınen önemli temsilcisidir.
ü    En önemli eseri: DENEMELER’DİR
CORNEILLE
üFransız tragedyasınınbabası sayılır.      
ü   Le Cid, Horace,Cinna, Polyeucte en önemli eserleridir.

RACINE
ü   Klasisizm akımının öncülerindendir.
ü    Andromague,İphigenle, Phedre en önemli eserlerisayılır.
ü Tragedyaları ünlüdür.(Adları bir önceki maddede yazılır)

MOLİERE
ü Dünyanın en önemli komedi yazarlarındandır.
ü İnsanın gülünç yönlerini ortaya koymaya çalışmışlardır.
ü En önemli eserleri: Gülünç Kibarlar, Kadınlar Mektebi, Kocalar Mektep, Zorla Evlenme, CimriHastalık Hastası, Kibarlık Budalası.

LA FONTAİNE
ü Fabl türünün en önemli temsilcisidir.
ü En önemli eseri:Fabl’lar (masallar) dır dır.


VİCTOR HUGO
ü  Dünyanın en büyük romancılarındandır.
ü Şiir, dram, roman türlerinde eser vermiştir.
üEn önemli eserleri: Sefiller, Notre Dame Kamburu, KralEğleniyor, Hernani, Sonbahar Yaprakları

BALZAC

üDünyanın en büyükromancılarındandır.  
ü  Realizmin kurucularındandır.
üToplumun herkatmanından kişileri eserlerinde işlemiştir.
ü  İnsanlık Komedyası adlı bir eserde bütün romanlarını toplamıştır. Bazılarınısonradan ayırmıştır.
üEn önemli romanları:Eugenie Grandet, Goriot Baba, VadidekiZambak’tır.

STENDAL
ü  Süssüz bir dil kullanmıştır.
ü Realist bir yazardır.
ü En önemli eserleri: Kırmızı ve Siyah, Parma Manastırı

FLAUBERT
ü Realizmin en önemli temsilcilerindendir
ü Kuvvetli bir üslubuvardır.
üEn önemli eserleri:Madam Bovary, Salambo, Duygusal Eğitim

MAUPASSANT

ü Hikâye dalında kendine ait bir tarzoluşturmuştur.
ü En önemli eserleri: Tombalak, Ayışığı, Bir Hayat, Güzel Dost, Ölüm GibiKuvvetli, Kalbimiz


BOUDELAİRE
ü Şiirlerinde kusursuz bir biçim sunmuştur.
ü En önemli eseri: Kötülük Çiçekleri adlı eserdir.

ALMAN EDEBİYATI

GOETHE
ü  Şiir, tiyatro, roman dallarında eservermiştir.
ü Dünya edebiyatının en önemli yazarlarındandır.
ü Romantizmin kurucularındandır.
üLirik şiirleryazmıştır.
üEn önemli eseri:Faust’tur.
ü Ayrıca GençWarter’in Istırapları, Roma Elejileri

SCHİLLER
üRomantizmintemsilcilerindendir.
ü En önemli eserleri: WilhemTell, Don Carlos, Haydutlar, Maria Stuart ‘tır.



İNGİLİZ EDEBİYATI

SHAKESPEARE
ü Dünyanın en büyük tiyatro yazarlarındandır.
üKomedi ve dramtürlerinde eser vermiştir.
üEserlerinde nazım venesir karışık kullanılmıştır.
üRomeo ve Jüliet, Hamlet, Macbeth, Othello, Kral Lear dramlarından biridir.
üVenedik Taciri, Yanlışlıklar Komedyası, Vindsor’lu ŞenKadınlar komedilerinden bazılarıdır.

MİLTON
ü Tasvir ve ruh çözümlemelerini oldukça ustaca kullanmıştır.
ü   En önemli eseri: Kaybolmuş Cennet’tir.


DANİEL DEFOE
ü Maceracı bir kimliğe sahiptir
ü En önemli eseri: Robinson Crusoe’dir.

SWİFT
üToplum içindekiaksaklıkları işlemiştir.
ü En önemli eseri: Güliver’in Gezileri’dir.
RUS EDEBİYATI

PUŞKİN
üRomantizmintemsilcilerindendir.
üÇeşitli dallarda eservermiştir.
ü En önemli eserleri: Kafkas Esiri, Yüzbaşının Kızı, Çingeneler, Maça Kızı, BahçesarayÇeşmesi’dir.

TURGENYEV
ü Realist bir yazardır.
ü BirAvcının Notları, Babalar ve Oğullar, Rudin, Taşralı Kadın eserlerindenbazılarıdır.

DOSTOYEVSKİ
ü  Dünyanın en büyük romancılarındandır.
ü Derin bir insan sevgisi vardır.
ü Yoksul insanların hayat koşullarınıişlemiştir.
üSuç ve Ceza, Ölü Bir Evden Hatıralar, Budala, KaramazovKardeşler en tanınan eserleridir.

TOLSTOY
ü Edebiyat dünyasının en usta kalemlerindendir.
üKuvvetli ve bilge birüslubu vardır.
ü Savaşve Barış, Hacı Murat, Anna Karanina, Yaşayan Ölü, İvan İliç’in Ölümü, ÖlümdenSonra Dirilme, Karanlığın Kudreti en önemli eserleridir.


AMERİKAN EDEBİYATI

MARK TWAİN
ü Çeşitli dallarda eser vermiştir.
üMizahçıdır.
ü  Eserlerindeki karakterler oldukça canlıdır.
ü TomSavyer’in Maceraları, Mississipi’de Yaşam Huclerbery’in Maceraları enönemli eserleridir.


EDGAR ALLAN POE
ü Şiirleri ünlü olmakla beraber hikâye deyazmıştır.
üKuzgun, Annabel Lee ve Çanlar şiir kitaplarıdır.
ü Acayipve Çapraşık Hikâyeler de hikâye kitabıdır.

ERNEST HEMİNGVAY

ü Modern Amerikan edebiyatının en önemliyazarlarındandır.
ü Nobel ödülü almıştır.
ü ÇanlarKimin İçin Çalıyor? Silahlara Veda ,İhtiyar Adam ve Deniz eserlerindenbazılarıdır.

JOHN STEİNBECK
üİşçi haklarınısavunmuştur.
üRealist bir yazardır.
üNobel ödülü almıştır.
üEserleri: Bitmeyen Kavga, Gazap Üzümleri, YukarıMahalle, Fareler ve İnsanlar

İSKANDİNAV EDEBİYATI

KANT HAMSUN
ü Genellikle kendi çevresini işlemiştir.
üTasvir gücü oldukçagelişmiştir.
üAçlık, Pan, Victoria, Dünya Nimeti en önemli eserleridir.

EDEBİ SANATLAR

 İNTAK (KONUŞTURMA) SANATI

üCansız varlıkları veinsan dışındaki canlıları insan konuşturmaya intak denir.
üMor menekşe:’’Bana dokunma;’’diye bağırdı.
üMinik kuş:’’Anne beni rüyalar ülkesine götür.’’diyeyalvarıyordu.
üNot: İntak sanatınınolduğu her yerde doğal olarak teşhis sanatı vardır.

TEZAT SANATI

üAralarındaki birilgiden dolayı aynı konu ile ilgili karşıt kavramların ya da özelliklerin birarada kullanılmasıdır.
                                             Ağlarım hatıra geldikçe gülüşlerimiz.
.
                                       Nedenböyle düşman görünürsünüz.
                                      Yıllaryılı dost bildiğim aynalar.
                                          Bendegördüm güneşin doğarken battığını 

MÜBALAĞA (ABARTMA) SANATI

üBir varlığın, olayınya da durumun olduğundan büyük ya da küçük gösterilmesine mübalağa denir.
                                         Âlem sele gitti gözlerimin yaşından.
.
                                           Aramazdık gece mehtabı yüzünparlarken
                                            Biruzak yıldıza benzedi güneş senvarken.

HÜSN-İ  TALİL SANATI

üBir olgunun gerçeknedeni bilindiği halde onu başka bir nedenden oluyormuş gibi göstermesanatıdır. Gerçek sebep inkâr edilerek yerine heyecan verecek bir nedengösterilir. Gösterilen neden güzel olmalıdır.
                                           Ateşten kızaran bir gül ararda
                                           Gezerbağdan bağa çoban çeşmesi
Biz mutlu olalım diye her şey yeşile boyanmış
TEVRİYE SANATI
üNükte yapmak için iki anlamıbulunan bir sözcüğün uzak anlamını kastederek kullanma sanatıdır.

                              Bir buse mi birgül mü dedi gönlüm
                              Bir nim tebessümleo afet gülüverdi.
                                                           Bize Tahir Efendi kelp demiş
                                                          İltifatı bu sözde zahirdir              
                                                          Maliki mezhebim benim zira
                                                           İtikadımca kelp Tahir’dir    (Kelp; köpek demektir. Tahir; temizdemektir.
                                                                                                          Maliki mezhebine göre köpek temiz varlıktır.)

TECAHÜL-İ ARİF SANATI
üBir nükte yapmak içinbildiği bir şeyi bilmezlikten gelmeye tecahül-i arif denir
.
                                    Şakaklarımakar mı yağdı ne var?
                                    Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
                                    Geç farkettim taşın sert olduğunu
                                    Su insanıboğar, ateş yakarmış.
   
TELMİH SANATI
üBir mısrada veyacümlede geçmişte yaşanmış olan, herkesçe bilinen bir olayı veya şahsıhatırlatmaya telmih denir.             
Tur Dağı’nda Musa ile çağırayım Mevla’m seni 
KİNAYE SANATI
ü Bir kelimeyi veyasözcük grubunu hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanmaya kinayedenir. Kinaye de mecaz anlam kastedilir
                                     Düşenin elinden tutmak gerekir     Ali gözü açık bir çocuktur

TARİZ (İRONİ) SANATI
üBirini küçük düşürmekve onunla alay etmek amacıyla sözün ya da kavramın gerçek ve mecaz anlamıdışında büsbütün tersini kastetmektedir.
                Düşük alan bir öğrenciye:’’Allah nazardan korusun, bu ne büyük başarı.’’demek gibi.

TENASÜP SANATI
üAnlam bakımındanaralarında ilgi bulunan iki veya daha fazla kelimenin bir arada (beyit-mısra-dörtlük) kullanılmasına denir.
                                        Nedir bu zulüm, bu haksızlık, bu işkence.

LEFF-Ü NEŞİR (TOPLAYIPDAĞITMA) SANATI
üBirinci mısradatoplanan en az iki kavramın ikinci mısrada bir benzerinin söylenmesine denir.
                                                    Gönlümde ateştin, gözümde yaştın
                                                    Ne diye tutuştun, ne diye taştın.

CİNAS SANATI
üMısra sonlarındasesteş sözcüklerle yapılan uyaklara cinas sanatı denir.

                                       Kalemböyle çalınmış yazıma
                                       Ne kışımbenzer kışıma
                                       Ne yazımbenzer yazıma

                                        Kısmetindir gezdiren yer yer seni
                                         Arşa çıksan da bu akıbet yer yer seni.

 
SECİ
üDüz yazıda,kelimelerin kafiyeli olacak şekilde sıralanmasına denir
Sarı saçlı sevgilim seni saat sekizde saraysinemasında bekliyorum. 

ALİTERASYON
     Mısra veya beyitte ahenkoluşturacak şekilde aynı sesin veya hecenin tekrarlanmasına denir.
AKROSTİŞ SANATI
Mısralarınbaş harflerinin birleşmesi sonucu anlamlı bir kelime veya isim çıkacak şekildeşiir yazmaktır.
Nasıl ağlar hazan erince yapraklar
İntizar ile bî-mecal sararıp düşerken
Hayalî kaplar ufku geçen yazın
Artık sade hatırası kalacaktır
Leylâklarda müteessir solan
İRSAL-İ MESEL ( Örnek, misal getirme)
Yazılıve sözlü anlatımda bilhassa şiirde ifade edilen düşünceyi ispat etmek, pekiştirmekya da daha etkili kılmak maksadıyla meşhur bir sözü ya da vecizeyi söyleme,kullanma sanatıdır. Bu sanat özellikle muhatabı ikna etmek maksadıyla yapılırve kullanılan atasözü ve vecizeler Türkçenin yanı sıra Farsça veya Arapça daolabilir.
         Kirpikleri uzundur yârin hayale sığmaz
          Meşhur bir meseldir“Mızrak çuvala sığmaz”
                                                                         Hevâî

Mesel:Örnek, benzer, numune; anlamlı ve dokunaklı etkili söz; ahlâka yararlı hikâye
darb-ı mesel: Atasözü
Sevgilini kirpikleri öyle uzundur ki hayale bile sığmaz, hayal dahi edilemez.Meşhur bir atasözü dür; Mızrak çuvala sığmaz.
 TEŞBİH(BENZETME)


ü Anlama güç katmak için,aralarında gerçek ya da mecaz, çeşitli yönlerden ilgi, benzerlik bulunan en aziki varlıktan zayıf olanı nitelik bakımından güçlü olana benzetme sanatıdır.
Şair, kendisini etkileyen bir olay veya varlık karşısında heyecanlanır, buheyecanını daha kuvvetli ve tesirli anlatabilmek için, o ruh hâlini okuyucudadaha iyi canlandırabilecek benzetmeler yapma yoluna gider ve bunun sonucunda dateşbih sanatı meydana gelmiş olur.
Teşbih sanatında en az iki, en fazla dört öğe bulunur. Öğeleri şunlardır :
   1- Benzeyen (müşebbeh, teşbih edilen, benzetilen) :Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından güçsüz olanıdır. 
   2- Kendisine Benzetilen
 : Birbirlerine benzetilen şeylerden nitelik bakımından daha üstün vegüçlü olanıdır.
   3- Benzetme Yönü
  : benzeyenve kendisine benzetilen arasındaki ortak noktadır. Zaten benzetme bu ortaknoktayı belirtmek için yapılır. (Ancak bu ortak nokta her zaman vurgulanarakzikredilmeyebilir.)
   4- Benzetme Edatı
 :Benzeyen ve kendisine benzetilen arasında benzetme ilgisi kuran kelime veyaektir. Teşbihte genellikle şu kelime ya da ekler benzetme edatı olarakkullanılır :
Âdeta, andırır, benzer, bigi, çü, çün, gibi, gûnâ, gûne, gûyâ, gûyiyâ, kimi,mânend, meğerki misal, misillü, misl, nitekü, nitekim sanki sıfat (gül- sıfat),tek, tıpkı, -asa, -vâr, -veş vb.
Aşağıdaki örnekte benzetme ögelerini topluca görebilmekteyiz.



         Durmuş zaman gibiydi geçmeyen zaman.
                                                                     Yahya Kemal
  1- Benzeyen (benzetilen) : zaman 
   2- Kendisine benzetilen: durmuş
saat
   3- Benzetme yönü ( :
durup geçmemek, ilerlememek, durmuş
   4- Benzetme edatı: gibiydi
         Ali aslan gibi cesurdur.
  1- Benzeyen-benzetilen: Ali
   2- Kendisine benzetilen: aslan
   3- Benzetme yönü: cesaret
   4- Benzetme edatı: gibi
 
İSTİARE (İĞRETİLEME)


üTeşbihin anaöğelerinden sadece kendisine benzeyen ya da kendisine benzetilenle yapılanteşbihe istiare denir. Kendisine benzetilenle yapılana "açık istiare"kendisine benzeyenle yapılana "kapalı istiare" denir.
                         İstiare
  Açıkİstiare                        Kapalı İstiare
Benzeyen-Yok                     Benzeyen-Var    
Benzetilen-Var                    Benzetilen-Yok
                                  
üBir ihlal uğruna Rabne güneşler  batırıyor.
                                       K.Benzetilen
üUludağ etekleri alipekten bu akşam.
üKaradutum, çatalkaram, çingenem
üNar tanem, nur tanem,bir tanem
üVarsın rüzgârbahçelerde gezsin
üAy zeytin ağaçlarındanyere damlıyordu.


TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME)SANATI


üCansız varlıklarla veinsan dışındaki canlılara insan özellikleri vermeye teşhis sanatı denir.

                           Onun ölümüne gökyüzüağladı.
                               İçmiş gibigeceyi bir yudumda,
                                   Göğün mağrurbakışlı bulutları.
                                        Ay sudabestelerken en güzel şarkısını
                                                         Küreklerim de suya en derin şiiri yazdı.





 EDEBİYATDAİLKLER

İlk köy romanımız
Nabizade Nazım
Karabibik
İlk tiyatro eserimiz:
Şinasi
Şair Evlenmesi  1859
İlk yerli romanımız:
Şemsettin Sami 
Taaşşuk u Talat ve Fıtnat
Batı tekniğine uygun ilk romanımız
Halit Ziya Uşaklıgil
Aşk-ı Memnu
İlk çeviri romanımız
Yusuf Kamil Paşa
Telemak (Fenelon’dan) 1859
İlk psikolojik romanımız
Mehmet Rauf
Eylül
İlk realist romanımız
R. Mahmut Ekrem
Araba Sevdası
İlk resmi Türkçe gazetemiz
Takvim_i Vekayi

İlk yarı resmi gazetemiz
Ceride-i Havadis

İlk özel gazetemiz
Tercüman-ı Ahval
Agah Efendi- Şinasi  tarafından
 İlk pastoral şiirimiz
A. Hamdi Tanpınar
Sahra
İlk şiir çevirmeni
İlk noktalama işaretini kullanan
İlk makale yazan
İlk Türk gazeteci

ŞİNASİ

Heceyle yazılan ilk manzum tiyatro
A . Hamdi Tanpınar
Eşber veya Sardanal
İlk bibliyografya
Katip Çelebi
Keşfu-z Zunun
İlk hatıra kitabı
 Baburşah
Baburname
İlk hamse şairimiz
Ali Şir Nevai

İlk tezkiremiz
Ali Şir Nevai
 Mecalisü-n Nefais
İlk antolojimiz
Ziya Paşa
Harabat
İlk atasözleri kitabımız
Şinasi
Durub-u Emsali Osmaniye
İlk mizah dergimiz
Teodor Kasap(tarafından
Diyojen
İlk hikaye kitabımız
A. Mithat Efendi
Letaif-i Rivayet
İlk fıkra yazarımız
Ahmet Rasim

 Türkçe yazılan ilk kitap
Yusuf Has Hacip
Kutadgu Bilig
İlk siyasetname kitabımız
Yusuf Has Hacip
Kutadgu Bilig
İlk mensur şiir yazan şairimiz
Halit Ziya Uşaklıgil

Şiirde Türk kelimesini kullanan şair
M. Emin Yurdakul

İlk makalemiz
Şinasi
Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
 Mesnevi tarzında ilk eserimiz
Yusuf Has Hacip
Kutadgu Bilig
Dünyada ilk modern roman
Cervantes
Don Kişot
Bildiri yayınlayan ilk edebi topluluk
Fecr-i Ati

İlk seyahatnamemiz
Seydi Ali Reis
Miratü’l Memalik
İlk edebiyat tarihçimiz
A.Halim Memduh Efendi

Batılı anlamda ilk edeb tarihçimiz
Fuat Köprülü

Dünyada ilk hikayeci
Baccacio
Dekamoran
Sahnelenen ilk tiyatro eserimiz
Namık Kemal
Vatan Yahut Silistre
Türkçenin ilk dil bilgisi kitabı
Süleyman Paşa
Sarf-ı Türki
İlk natüralist eserimiz
Nabizade Nazım
Zehra
Divan edebiyatının ilk mahallileşme temsilcisi
Nedim

İlk tarih ve coğrafya ansiklopedisi
Kamusu’l Alam

İlk sözlüğümüz
Kaşgarlı Mahmut
Divan-ı Lügati’t Türk
Aruzla yazılan ilk eserimiz
Yusuf Has Hacip
Kutadgu bilig
İlk didaktik şiir örnekleri
Yusuf Has Hacip
Kutadgu bilig
Türk adının geçtiği ilk eser
Göktürk Abideleri

Konuşma diliyle ilk hikaye
Ömer Seyfettin

İlk köy şiirimiz
Muallim Naci
Köylü Kızların Şarkısı
İlk alfabemiz
Göktürk alfabesi

Tekke edebiyatının kurucusu
Ahmet Yesevi

İlk Türk destanı 
Alp Er Tunga destanı

Batılı anlamda ilk eleştirmenimiz
Namık Kemal

İlk kadın romancımız
Fatma Aliye Hanım

Dünyanın ilk destanı
Gılgameş Destanı

Süslü nesirin ilk temsilcisi
Sinan Paşa





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.