14 Ocak 2011 Cuma

11. Sınıf Türk Edebiyatı Ders kitabı (sayfa 118-119)

11. SINIF TÜRK EDEBİYATI
Ders kitabı (sayfa 118-119) Olay Çevresinde Oluşan Edebi Metinler - Anlatmaya Bağlı Metinler - Hikaye
ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME
1. Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise (D), yanlış ise (Y) yazınız.
-  Servetifünun hikâyesinde mekân tasvirleri geçeklik duygusu uyandırmaz.                    (Y )
-  Servetifünun Dönemi hikâyesinde klasisizm akımının etkisi görülür.                               (Y )
-  Servetifünun Döneminde olay hikâyesi de durum hikâyesi de kullanılmıştır.      ( Y)
2. Aşağıdaki cümlede boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
BATI TARZI hikâyenin ilk örneklerini Tanzimat Dönemi yazarları, teknik bakımdan daha
başarılı ve olgun örneklerini ise SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİ yazarları vermiştir.


3. Halk hikâyesi, masal ve modern hikâye göz önünde bulundurulduğunda aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Hikâyede masaldan farklı olarak değişik bakış açılarının kullanıldığı
B) Haik hikâyelerinin anonim, modern hikâyelerin ise belli bir yazarının olduğu
C)  Zaman ve mekânın masallarda belirsiz, olay ağırlıklı hikâyelerde ise belirli olduğu
D) Halk hikâyesi ve masalın Tanzimat Döneminde edebiyatımıza girdiği
E) Modern hikâyenin olay ağırlıklı ve durum ağırlıklı hikâye olmak üzere ikiye ayrıldığı

4. Aşağıdakilerin hangisinde, Tanzimat Dönemi öncesi ve sonrasına ait anlatmaya bağlı edebî metin türleri bir arada verilmiştir?
A)  Modern hikâye-Roman
B)  Mesnevi-Halk hikâyesi
C)  Halk hikâyesi-Masal
D) Mesnevi-Modern hikâye
E) Masal- Mesnevi

5. Servetifünun Dönemi hikâyesinin genel özelliklerini maddeler hâlinde defterinize yazınız.
a) Modern hikaye yapısına uygun hikayeler yazılmıştır.
b) Maupassant tarzı hikâyeler yazılmıştır.
c) Bireysel temalar işlenmiştir.
d) İstanbul dışında Anadolu halkının yaşantısına da yer verilmiştir.
e) Arapça ve Farsça tamlamaların kullanıldığı, tasvir ve tahlillerin yapıldığı edebi açıdan ustalık isteyen bir dil kullanılmıştır.
f) Hikayelerin dili, Servet-i Fünun romanlarına göre daha sadedir.

SERVET-İ FÜNUN DÖNEMİNDE ROMAN VE HİKAYE
Hikâye ve romanda teknik yönden gelişme gözlenir. Kısa hikâye, bu dönemde edebiyatımıza girer. Hikâye ve roman edebî bir çizgiye ulaşır.
Batılı anlamda Türk romanı bu dönemde yazılır.
Roman tekniği modern ve sağlamdır.
Olayların örgüsü, işlenişi ve konuşmalar başarılı bir biçimde verilir.
Eserde, yazar kişiliğini gizler.
Psikolojik romanın ilk örneği, bu devrede görülür (M.Rauf, Eylül).
Kişilerin ruh durumları anlatılır ve çözümlenir; sosyal hayat tasvir edilir.
Gerçek hayat sahnelerine yer verilir (H. Cahit, Hayâl içinde). Hayatta görülen ve görülmesi mümkün olan olay ve kişiler anlatılır.
Tip yaratmada, tasvir ve portrelerde başarı sağlanır. Realist ve naturalist çizgiye yaklaşılır. Realizm ve natüralizm vb... edebî akımlar örnekleriyle birlikte edebiyatımıza girer.
Romanda romantizmin etkisi belirgin biçimdedir. Zamanla realizme yönelme başlar. Roman içinde yaşanılan toplum yaşantısı dile getirilir. Batıya ayak uydurma yolundaki çabalar, romana konu olur. Sanatçının yol gösterici olduğuna inanan romancılar, batılılaşma sürecinde kendilerine göre uygun buldukları örnekleri romana sokarlar (H. Ziya, Aşk ı Memnu),
Romanda, sosyal davalara yer verildiğine rastlanmaz. Çevre özelliklerinden ve milli konulardan yoksundurlar.
Konularını İstanbul'daki seçkinler tabakasından -özellikle- batılı çevrelerden alırlar. Bu nedenle "Salon edebiyatı" oluşturdukları öne sürülür. Aydınlar için yazmış olmaları, halktan uzaklaşmalarına neden olur.
Klâsik vak'a hikâyesi, Halit Ziya ile doruk noktaya ulaşır. Hikâyeler, orta halli ve yoksul insanları konu edinir; İstanbul'un dışına çıkılır (H.Ziya, Bir Yazın Tarihi...)
Hayâl kırıklığı, üzüntü ve başarısız aşklar, hikâye ve romana giren belirgin temalardır. Hikâye ve romanda realizme geçiş, gözlemi getirir, hayâli ikinci sıraya iter. Yazarlar, realizmin ve natüralizmin etkisinde kalırlar.
Kadına özel ilgi, bu dönemde görülür. Kadın; ev içi romanlarındaki kadın tipleri ve kadınlara ait eşyaların tasviri gibi değişik şekillerde ortaya çıkar. Şahıs ve mekân tasvirlerinde üslûp sanatlı ve süslüdür. Roman ve hikâyelerin dili, üslûbu kusurludur. Süslü ve sanatlı anlatım tutkusu ileri ölçüdedir. Estetik uğruna Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar, hikâye ve romanda geniş ölçüde vardır. Üslûp anlayışı ve arayışı, Türkçenin kimi zaman anlaşılmaz hâle gelmesine sebep olur. ikizli, üçüzlü ve dördüzlü tamlamalarla oluşturulan kullanımlar, karışıklığa neden olur.
Fransız dilinin etkisiyle Türkçenin söz dizimi genişlik kazanır. Cümlenin öğeleri yer değiştirir; bazen cümleler yarıda bırakılır, kesik cümlelere yer verilir. Cümleler isteğe bağlı olarak kısalır ve uzatılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.