26 Eylül 2012 Çarşamba

11. Sınıf Türk Edebiyatı Kitabı Cevapları -Tanzimat Dönemi Edebiyatının Oluşumu (sayfa 18) -Biryay-

1. Tanzimat Dönemi Edebiyatının Oluşumu

Hazırlık
 “Gazete, bilgi, haber, yenilikler” kelimelerini kullanarak bir paragraf oluşturunuz. Yazdıklarınızı
arkadaşlarınızla paylaşınız.

Gazete, toplum hayatında bilgi, haber ve iletişimi sağlayan görsel ve yazılı unsurlardan biridir. Tanzimat Dönemindeki yeniliklerden biri de gazetelerin çıkarılmasıdır.


1. Tanzim etme ile kökten değiştirme arasındaki farklılığı tartışınız. Ulaştığınız sonuçları tahtaya
maddeler hâlinde yazınız.

Tanzim etme:Düzenleme, sıraya koyma. Var olanı ortadan kaldırmadan daha kullanışlı hale getirme.
Örnek: Bir binayı restore etmek veya tamir etmek.

Kökten değiştirme: Bir nesnenin, olayın veya durumun niteliklerini tamamen değiştirmedir.
Tanzim etmek yüzeyseldir, fakat kökten değiştirmek daha kalıcıdır.
Örnek: Bir binayı tamamen yıkarak yeni bir bina yapmak.

2. Okumuş yazmış, kültürlü -aydın dediğimiz- insanların, içinde yaşadıkları topluma ve devlete
karşı sorumlulukları nelerdir?

Toplumun kalkınması için çalışmak
İnsanların birliği için gayret göstermek, toplumun ilerlemesi, kalkınması için çalışmak
İnançlara, kültüre yasalara saygılı olmak.
Devletini ve milletini sevmek vb.

3. Türk edebiyatında 1860 tarihinden önce “öykü, roman, makale, deneme, fıkra, tiyatro” gibi türlerde yazılmış eserler var mıdır? Hatırladığınız eser adlarını arkadaşlarınızla paylaşınız.

Yoktur. Bu türler Tanzimat'la birlikte edebiyatımıza girmiştir. Tanzimat'tan önce, divan edebiyatında "mesnevi"ler, halk edebiyatında "halk hikayeleri" olayların anlatılması bakımından roman ve öykü ile benzerlik gösterir.
Tanzimat'tan önce Batılı anlamda tiyatro yoktu. Meddah, Karagöz, orta oyunu, geleneksel halk tiyatrosu, günümüzdek tiyatro türüyle benzerlik gösterir.

SAYFA 21
 “Turfanda mı Turfa mı?” adlı eserle ilgili olarak aşağıdaki tabloyu doldurunuz.


Eserin, yazıldığı dönemin zihniyeti ile ilişkisi
Eser dil, anlatım, içerik ve ileti bakımından yazıldığı dönemin zihniyetini ortaya koyar. Eserde Tanzimat döneminin önemli bir sorunu kurumsal yozlaşmalar ve bozulmalar ele alınmıştır.
Eserin olay örgüsü
1.   Mansur’un çocukluğu ve ailesi
2.     Mansur’un Fransa’dan İstanbul’a gelişi ve İsmail Bey ile aralarında geçen konuş­malar
3.   Mansur’un Salih Efendi’nin köşkünde yaşayan Zehra’ya aşık olması
4.     Mansur’un Zehra’dan vazgeçerek önce Tunus ve Beyrut’a, ardından Bosna Hersek’e gitmesi
Eserde ele alman te­mel çatışma (tema)
Eserde ele alınan çatışma sosyal çözülme ile eğitim üzerine kurulmuştur.
Devlet kurumlarında ve sosyal yaşamda görülen bozulmaların temel nedeni eğitimsiz­liktir.
Eserin anlatıcısı ve anlatıcının bakış açısı
Eserin anlatıcısı yazarın kendisidir. Yazar, kişilerin duygu, davranış ve konuşmalarını olduğu gibi aktarır. 0 halde anlatıcının bakış açısı “ilahi bakış açısıdır. (hakim bakış açısı)
Romanda anlatılan­ların, eserin yazıldı­ğı dönemle ilişkisi
On dokuzuncu yüzyılda yapılan yenilikler devlet kurumlarının düzelmesi için yeterli ol­mamıştır. Rüşvet, yolsuzluk, laubalilik devam etmiştir. Eğitim alanında yapılan yeni­likler yeterli değildir.  Eser, dönemin bu sorunlarını ele aldığı için yazıldığı dönemle ilişkilidir.
Yazar ile eser ara­sındaki ilişki
Yazar, aslında eserin kahramanı olan Mansur’un düşüncelerini taşımaktadır. Mansur, idealleri ve fikirleri bakımından yazarı temsil etmektedir.
Metindeki kişiler, zaman, mekân
Mansur: Eserin başkahramanı. Eğitimli ve idealist bir doktor ve aynı zamanda poli­tikacı.
Şeyh Salih Efendi: Mansur'un amcası.
İsmail Rüştü Bey: Mansur’un amcasının oğlu. Eğlenceye düşkün biridir. Devlet kurum- larını bir çıkar kapısı olarak görür.
Zehra: Şeyh Salih Efendi’nin kızı. Mansur’a ilgi duymaktadır, fakat söyleyemez.
Reis Efendi: Mansur ile birlikte Hariciye nezaretinde çalışmıştır.
Sadrazam Emin Paşa: Devletin ve toplumun sorunlarına ilgisizdir.
ESERDE ZAMAN VE MEKÂN:
Eserde olay, on dokuzuncu yüzyılda geçmiştir. Roman, Mansur’un hayatı etra­fında geçer. Mansur’un çocukluğundan Bosna Hersek’e gittiği güne kadar olan zaman dilimi anlatılmıştır. Mekân olarak İstanbul'u görmekteyiz.
Eserde anlatılan dönemin sosyal ve siyasi hayatının özellikleri
Yenilik çalışmalarının İstanbul’daki seçkin kişilerde fazla etkili olmadığı görülmektedir. Devlet kurumları işlevini kaybetmiştir. İnsanlar, devlet kurumlarından körü körüne yar­dım beklemektedir. Eğitim ve kültür eksikliği her alanda hissedilmektedir.
İsmail Rüştü Bey’in harem kadınlarıyla bakışıp gülüşmeleri ise devlet memurlarının du­rumu hakkında fikir vermektedir. Mansur, Türk insanının, yapı ve kültür olarak gelişmeye ve ilerlemeye müsait olduğunu, ancak toplumdaki eğitimsizliğin buna engel olduğunu düşünür.
Eserde kullanılan dil ve anlatımın özellikleri
Ders kitabındaki metne bakarak eserin dili hakkında net bir bilgi veremeyiz. Çünkü verilen metin sadeleştirilmiştir. Ancak eserin dilinin dönemin şiir diline göre daha sade olduğunu söyleyebiliriz. Anlatımda diyaloglara ağırlık verilmiştir. Betimleme ve yoruma ise yer verilmemiştir.
Eserin destan, masal, mesnevi, halk hikâyesi gibi metinlerle ilişkisi
Eser, öyküleyici bir anlatıma sahip olması, olaylara yer vermesi bakımından anlatmaya bağlı edebi metinlerdendir. Bu bakımdan destan, masal, mesnevi, halk hikayesiyle ilişkilidir.
  Olağanüstü bir kişi ya da duruma yer verilmediğinden destan ve ma­saldan farklıdır, düzyazı biçiminde yazılması yönüyle meseneviden farklıdır..
Eserin yazıldığı dö­nemle ilgili düşün­celerim
Eserin yazıldığı dönem, batılılaşma ve yenileşme sürecinin yaşandığı on dokuzuncu yüzyıldır. Bu dönemde padişahın üstünde hiçbir yetki organı yoktur. Yapılan yenilikler hayata geçirilememiştir. Toplumsal hayatta ve devletin işleyişinde birçok sıkıntı hâlâ devam etmektedir.

1. Doktor Mansur’un ülkenin durumu ile ilgili teşhisi ve hastalığın tedavisi için önerileri nelerdir?
Devlet kurumlarında ve sosyal yaşamda görülen bozulmaların nedenini eğitimsizliktir. Mansur'a göre tedavi, eğitimle yapılacaktır. "Herkesi okutmak ve eğitmek gerekir."
Tanzimat Fermanı ile getirilmek istenen değişiklikleri anlatan sunumunuzu arkadaşlarınızla
paylaştıktan sonra aşağıdaki etkinlikleri yapınız.
a. Adli, siyasi, askerî, mali ve idari alanlarda Tanzimat Fermanı ile gerçekleştirilmek
istenen değişiklikleri maddeler hâlinde tahtaya yazınız.

b. Getirilmek istenen yeniliklerin, çağın gerisinde kalmış yapıları tamamen değiştirme
amacını taşıyan kökten çözümler mi, yoksa bozuk yapıyı biraz daha ayakta tutmaya yarayacak
düzenlemeler mi olduğunu tartışınız. Ulaştığınız sonucu defterinize yazınız.
Tanzimat kelimesinin anlamı zaten düzenleme demektir. Getirilen yenilikler çağın gerisinde kalmış kurumları ortadan kaldırmamış, onları düzenlemek suretiyle bu yapıların biraz daha ayakta kalması amaçlanmıştır. Ancak yenilikler bu kurumların düzeltilmesi için yeterli olmamıştır.
Tanzimat Fermanı ile getirilmek istenen değişiklikleri halk mı, aydınlar ve yöneticiler mi
istemiştir? Bu değişikliklere niçin ihtiyaç duyulmuştur?
Tanzimat Fermanı ile getirilen yenilikler yöneticilerin (padişah, devlet adamları, aydınlar) isteğiyle belirlenmiş, halkın iradesine ve tercihine başvurulmamıştır.
2. İsmail Bey ile birlikte İstanbul’un ziyaret edilecek yerlerini dolaşmaya çıkan Mansur, Beyoğlu
çevresini nasıl değerlendiriyor? Açıklayınız.
İsmail Bey ile İstanbul'un ziyaret edilecek yerlerini gezen Mansur, Beyoğlu'ndaki kadınların serbest davranışları karşısında şaşırır. Beyoğlu ve çevresindeki insanlar Batı kültürüne uyum sağlamış, modern giyinen, okuma yazma bilen, sanatsal faaliyetlere katılan kişilerdir. Beyoğlu, birçok bakımdan gelişmiş bir yerdir.

SAYFA 22
Devletin durumunu düzeltmek için yapılmak istenen yeniliklerle ilgili Salih Efendi ve onun gibilerin
düşüncesini yansıtan “Uzundur, o vakte kadar kim var, kim yok…” cümlesini Mansur’un “Bence
bu gibi umutsuzluk doğuran düşünceler, bilgisizlik ve acizliğin sonucu olan kuruntulardan başka bir şey
değildir.” cümlesi ile karşılaştırınız. Tanzimat Dönemindeki farklı zihniyetleri yansıtması açısından aydın
kesimi temsil eden iki kahramanın birbirinden farklı tavrını değerlendiriniz.
Salih Efendi'nin sözlerine bakarak, o dönemdeki aydınlardan bazılarının yeniliği gereksiz bulduğunu söyleyebiliriz. Mansur ise idealist, inancını kaybetmeyen aydınlardandır. Bunlardan hareketle o dönemde iki tip aydının olduğunu söyleyebiliriz. İdealist, yenilikçi aydınlar, yeniliklerin yapılmasını, halkın eğitilmesini istemektedirler.
4. “Turfanda mı Turfa mı?” romanından yola çıkarak Tanzimat Dönemi eserlerinin yazılış amacını
belirlemeye çalışınız.
Toplum sorunlarına dikkat çekmek, insanları bilinçlendirmek, toplumu yönlendirmek, geri kalmışlığa çözüm ortaya koymak amaçlarıyla yazılmışlardır. (Sanat toplum içindir anlayışı)

a. Araştırma sonuçlarınızdan ve Muallim Naci’nin mektubundan yola çıkarak Tanzimat
Döneminde yayımlanan gazeteleri ve bu gazetelerin özelliklerini defterinize yazınız.
Dönemin gazetelerinin adları hakkında fikir veriyor. Gazete adları iki anlama gelecek şekilde kullanılmış.
b. Tanzimat Döneminde gazeteciliğe niçin önem verildiğini açıklayınız.
Halkı aydınlatmak,
Batılılaşma yönünde yapılan çalışmaları, yenilikleri, düşünceleri halka tanıtmak
Halık bilinçlendirmek için..

Tanzimat, 3 Kasım 1839'da Mustafa Reşit Paşa tarafından ilan edilen Tanzimat Fermanı'yla başlar.
Tanzimat edebiyatı, 1860'ta, Şinasi ve Agah Efendi'nin çıkardığı Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlar.

1 yorum:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.