ZAMBAK 10.SINIF EDEBİYAT 57-60.SAYFA CEVAPLARI (ATABET'L-HAKAYIK)
3ÜNİTE
57-60.SAYFA CEVAPLARI
2. Metin: Atebetü'l-Hakayık
İNCELEME
Metin İnceleme
1. Metindeki kültürel farklılaşmaya ait ifadeleri örneklerle açıklayınız.
“Kitabımı gören (yahut) işiten (her) kes şahımı dua ile yâd etsin;” “Resul, dünya için, tarladır demiş; Tarlada çalış, çabala ve iyilik ek.” “Bu dünya lezzeti bakî değildir”, “Dünya malı bugün var, yarın yoktur;” ifadeler kültürel farklılaşmayı ortaya koymaktadır.
2. Metinden İslamiyet’le ilgili değer, düşünce ve bilgilere örnekler veriniz. Bunlar, yeni değerlerin benimsenmesi midir? Belirtiniz.
“Dünya malı bugün var, yarın yoktur; Benim dediğin mal başkalarının kısmetidir. Her dolan azalır, her tam olan eksilir; Her mâmûrluğun sonu harap olmaktır” gibi ifadeler İslamiyet’in değer ölçülerinden bazılarıdır. Bunlar yeni değerlerin benimsenmesidir. Sanatçı bu değer ölçülerini okuyana kavratmak için gayret göstermiştir.
3. Metinde kullanılan lehçeyi ve bu lehçenin özelliklerini belirtiniz.
Metinde kullanılan lehçe Hakaniye lehçesidir. Hakaniye (Karahanlı) lehçesi ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılar zamanında yazılmış olan eserlerde kullanılan lehçedir. O dönemde ilk İslamî eserler dediğimiz dört önemli eser yazılmıştır (Kutadgu Bilig 1069, Divanü Lügati't-Türk, Atebetül Hakayık ve Divan-ı Hikmet). Bu eserlerde kullanılan dil Türkçedir (Divanü Lügati't-Türk'ün kelimelerin anlamlarını açıkladığı bölümleri Arapçadır; diğer bölümler ise tamamen Türkçedir). Türkçenin Hakaniye lehçesi kullanılmıştır bu dört eserde.
Göktürkler, Göktürk alfabesini ve Göktürk lehçesini ; Uygurlar Uygur alfabesini ve Uygur lehçesini ; Karahanlılar ise Arap alfabesini ve Karahanlı (Hakaniye) lehçesini kullanmışlardır. Bu üç lehçe arasında az da olsa farklılıklar vardır. Fakat bu farklılıklar çok büyük oranda olmadığı için bu üç devlet zamanında (6. yüzyıl ile 13. yüzyıl arası) konuşulan ve yazılan Türkçeye "Eski Türkçe" denir. "Eski Türkçe Dönemi"nin son devresi, yani Karahanlılar zamanında ise dediğimiz gibi Karahanlı (Hakaniye) lehçesi kullanılmıştır. Bir süre sonra Türkçenin şiveleri arasındaki farklılık artmaya başladığı için 13. yüzyıldan sonra Türkçe, iki ana kola ayrılmıştır:
1. Batı Türkçesi: Asıl kaynağı Göktürk lehçesidir. Şu anki Türkiye Türkçesi, Azeri Türkçesi, Türkmen Türkçesi ve Gagavuz Türkçesi, Batı Tükçesi grubuna girer. Göktürk lehçesi yüzyıllar içerisinde gelişip değişerek günümüzde Türkiye Türkçesi, Azeri Türkçesi, Türkmen Türkçesi ve Gagavuz Türkçesi halini almıştır.
2. Kuzey-Doğu Türkçesi: Asıl kaynağı Uygur ve Karahanlı (Hakaniye) lehçesidir. Şu anki Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Uygur Türkçesi ve Tatar Türkçesi, Kuzey-Doğu Tükçesi grubuna girer. Uygur ve Karahanlı (Hakaniye) lehçesi yüzyıllar içerisinde gelişip değişerek günümüzde Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi, Uygur Türkçesi (Not: Günümüzde Uygurlar hala yaşamakta olup Orta Asya civarında özerk bir devletleri vardır.) ve Tatar Türkçesi halini almıştır.
4. Metinde kültürel farklılaşmadan söz edilmiş midir? Kültürel özelliklerin dil ve söyleyişe nasıl yansıdığını örnekler vererek açıklayınız.
İslam dininin kabulü başlı başına bir kültürel değişmedir. Bu dinin kabulüyle dil ve söyleyişte değişmiş. Sanatçılar bu dinin kelime ve kavramlarını eserlerinde kullanmaya başlamışlardır. Metinde de bu yeni kavaram ve kelimelere sıkça görmekteyiz.
5.Metnin nazım şeklini ve bağlı olduğu geleneği sözlü olarak ifade ediniz.
Metnin nazım şekli dörtlüktür. Dörtlük nazım genel olarak şekli halk şiiri geleneğinde kullanılır. Bu şiirde halk şiiri geleneğine göre oluşturulmuştur.
6.Eseri günümüz şartlarına göre düşünerek yorumlayınız.
6. Etkinlik
a. Okuduğunuz beyit ve dörtlüklerden hareketle şiirin yazılış amacını aşağıdaki boş bırakılan yerlere yazınız.
“Dad Ispehsalar Bey için bu kitabı yazdım ki, dünyada (onun) adı kalsın; kitabımı gören (yahut) işiten (her) kes şahımı dua ile yâd etsin; gönüller onun sevgisi ile ve dünya onun yâdı ile dolsun; (bizden) sonra gelen insanlar arasında onun hatırası hasretIe anılsın ve yüksek olsun. Gören ve okuyan istifade etsin diye, kitabı nâdir sözler ile süsledim.” İfadeleri eserin yazılış amacını ortaya koymaktadır.
b. Araştırmalarınızdan ve okuduğunuz metinlerden hareketle mesnevi nazım şeklinin özelliklerini ve Türk edebiyatındaki kullanımını örnek vererek açıklayınız.
Sözlük anlamı ikişer ikişer anlamında, iki mısralık nazım birimidir. Mesnevî, aslı Arapça olmasına rağmen Arapçada kullanılmayan bir kelimedir. Edebiyatta her beyti kendi arasında kafiyeli, iki beyitten binlerce beyte kadar uzanan nazım şeklinin adıdır. Beyitlerin ayrı ayrı kafiyeli olması yanında her beytin anlamının kendi içinde tamamlanması ve öteki beyitlere geçmemesi gerekir. Ancak beyitler arasındaki konu birliğine de dikkat edilir. Mesnevî beyitlerinin kafiyeleri bağımsız olduğundan uzun hikâyelerin yazılmasına elverişli bir nazım şeklidir. Destanlar, uzun aşk hikâyeleri, didaktik, dinî ve ahlâkî konular ve ansiklopedik bilgiler veren eserler mesnevî şeklinde yazılmışlardır.
Mesnevî İran edebiyatında doğmuş, buradan Arap ve Türk edebiyatlarına geçmiştir. Türkçenin ilk mesnevîsi, Yusuf Has Hâcib(ö.1077)'in Kutadgu Bilig (1069-70) adlı siyâsetnâmesidir. Bu mesnevî 6645 beyitten oluşmaktadır. XIII. asırda Mevlânâ Celaleddin-i Rumî 26.000 beyitlik Mesnevîsi ile Yunus Emre'nin Risaletü'n-Nushiyye adlı mesnevîleri XIII. asrın önemli mesnevîleridir. XIV. asırda ise Ferahnâme (Kemaloğlu), Garibnâme (Âşık Paşa), Mantıku’t-Tayr (Gülşehrî), İskendernâme, Cemşid ü Hurşid (Ahmedî), Yusuf u Züleyha (Şeyyâd Hamza), Hurşidnâme (Şeyhoğlu Mustafa), Süheyl ü Nevbahar (Mes'ud bin Ahmed) önemli mesnevîlerdir.
7. Etkinlik
Aşağıda verilen kelimelerin sizde çağrıştırdığı anlamları kavram haritasına yerleştiriniz.
Dünya: Yaşam, çalışma, imtihan, hazırlık
Hırs: açgözlülük, dünya, mal, cimrilik
8. Etkinlik
a. Aşağıda Atebetü'l-Hakayık'ın özgün metninden alınan kelimeler günümüz anlamlarıyla verilmiştir. Okuduğunuz özgün metni inceleyerek metnin dil ve söyleyiş özelliklerini aşağıdaki boş bırakılan yerlere yazınız.
Köngül — Gönül
Kitabımnı — Kitabımı
Körgen — Gören
Eşitgen — İşiten
Anıng — Onun
Okıglı — Okuyan
Men — Ben
Metnin Dil Özellikleri
Metin dili yazıldığı çağa uygun olarak sade ve anlaşılırdır. Yabancı kelimelerde hiç değişim olmadan bu güne kadar gelmiştir. Örneğin kitap, dünya, mal, şah, neva… Türkçe kelimelerde ise k-g değişimi, t-d değişimi, m-b değişimleri olmuştur. Bu değişimler hakaniye Türkçesinin en önemli özelliğidir.
Metnin Söyleyiş Özellikleri
Metin dörtlükler ve beyitler halinde aruz ölçüsüyle söylenmiştir. Metinde ahenk dörtlüklerle, beyitlerle ve kafiyeyle sağlanmıştır.
b. Metnin dil ve söyleyişinde kültürel farklılaşmanın etkisinin olup olmadığını sözlü olarak ifade ediniz.
Metnin dilinde ve söyleyişinde kültürel farklılaşmanın etkisi olmuştur. Yabancı kelimelerin kullanılması, aruz ölçüsüyle yazılması, beyitlerin kullanılması bunun göstergesidir.
9. Etkinlik
Atebetü'l Hakayık'ın edebiyat ve kültür tarihimizdeki yeri ve değerini aşağıya yazınız.
Atabetül-Hakayık 12. asrın ilk yansında, Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmış manzum bir ahlak kitabıdır.
Edip Ahmet, 11. asır sonlarıyla 12. asrın ilk yarısında yaşamış; Arapçayı, Farsçayı öğrenmiş; tefsir, hadis gibi İslâmî ilimleri tahsil etmiş; takva sahibi, âlim bir Türk şairidir. Gözleri görmeyen bu Karahanlı devri Türk şairi hakkında kaynaklarda fazla bilgi yoktur.
Atabetül-Hakayık, tıpkı Kutadgu Bilig gibi aruzun "feûlün feûlün feûlün feûl" kalıbıyla yazılmıştır. Eserin başında yer alan Tanrı’nın, peygamberin, dört sahabenin, emîr-i âzam Muhammed Dâd İspehsâlâr Beg'in medhi ve kitabın yazılışı hakkındaki kısımlar beyitler halindedir (80 beyit) ve gazel tarzında kafiyelenmiştir. Asıl eser dörtlükler halindedir ve her dörtlük mânilerde olduğu gibi "a a x a" şeklinde kafiyelenmiştir. Her ikisi de Karahanlı devrine ait olan Atabetü’l-Hakayık ile Kutadgu Bilig'i birbirinden ayıran en önemli özellik budur. Kutadgu Bilig'in beyitler halinde ve mesnevî tarzında yazılmasına mukabil Atabetü’l-Hakayık dörtlükler halinde ve mânilerin kafiye düzeninde yazılmıştır. Ancak Kutadgu Bilig'de aralarda zikredilen dörtlüklerin hem vezince, hem de kafiye düzeni bakımından Atabetü’l-Hakayık ile ayniyet göstermesi ilgi çekicidir. Aynı devrin eseri olan Divânü Lûgati't-Türk'teki dörtlükler ise hem hece vezni ile yazıldıkları için, hem de koşma tarzında kafiyelendirildikleri için farklılık gösterirler.
Vezin ve kafiye bakımından Atabetü’l-Hakayık da çok sağlam değildir. İmâleler boldur. Tam ve yarım kafiyeler yanında bazan yakın seslerin de kafiye olarak kullanıldığı, hatta bazan redifle yetinildiği görülür. Mısra başı kafiyesinin izleri Atabet ül-Hakayık'da Kutadgu Bilig'den daha güçlü olarak devam eder. Birçok mısralar arka arkaya aynı seslerle başlamakta, bilgi ile ilgili dörtlüklerin çoğunun başında hep b sesi bulunmaktadır.
Atabetü’l-Hakayık, bir ahlâk ve öğüt kitabı olduğu için tamamen hikmet üslûbu ile yazılmıştır. Kutadgu Bilig'deki üslûp çeşitliliği onda görülmez. İki eserin mahiyetçe birbirinden farklı olduğunu unutarak birini diğerinden üstün saymak doğru değildir. Kutadgu Bilig'in öğüt veren kısılarıyla Atabetü’l-Hakayık edâ ve üslûp bakımından birbirine çok benzemektedir ve biri diğerinden aşağı değildir.
10. Etkinlik
Okuduğunuz metinlerden hareketle şairin fikrî ve edebî yönü ile eserle yazar arasındaki ilişki hakkında altı cümle yazınız.
1. cümle : Arapçayı, Farsçayı öğrenmiş; tefsir, hadis gibi İslâmî ilimleri tahsil etmiş; takva sahibi, âlim bir Türk şairidir.
2. cümle : Şiir diline hakimdir.
3. cümle : 11. asır sonlarıyla 12. asrın ilk yarısında yaşamıştır.
4. cümle : Şiirlerinde din önemli bir yere sahiptir.
5. cümle : Eserinde İslamiyet’in öğretileri anlatmayı amaçlamıştır.
6. cümle : Dili devrine göre sadedir. Eserinde Hakaniye lehçesini kullanmıştır.
11. Etkinlik
Aşağıdaki kavram haritasını doldurunuz.
Atabetü’l-Hakayı
Önemi: Eserin geçiş döneminde yazılması dili açısından önemlidir. İlk İslami eserlerden olması da kültürel açıdan önemlidir.
Savunulan Düşünceler: Eserde İslam dinin insanlara kazandırdıkları üzerinde durulmuştur.
Konusu: Kitap bir ahlak ve öğüt kitabıdır. Konusu da İslam’ın ahlakıdır.
Nazım Şekli ve Birimi: Eserin nazım birimi genel olarak dörtlüktür. Nazım şekli ise beyit olan yerlerde mesnevîdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.