11. SINIF TÜRK EDEBİYATI KİTABI CEVAPLARI (Araba Sevdası)
TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATI
ANLATMAYA BAĞLI METİNLER
SAYFA 59
ARABA SEVDASI
SAYFA 62
18.ETKİNLİK
Tamamını okuduğunuz “Araba Sevdası”
romanının olay örgüsünü oluşturan olayların
size neler hissettirdiğini ve düşündürdüğünü defterinize yazınız.
Bu eserin olay örgüsünden çıkarılacak sonuç:
Görünüşün insanı yanıltabileceği ve
dış görünüşe fazla aldanılmaması gerektiği yargısı çıkarılmaktadır. Bunun yanında insanın
olayları kendi istediği gibi algılamayıp gerçeği görmesinin gerektiği, o
zamanlarda görülen ve yabancı hayranlığından kaynaklanan Fransızca ile karışık
bir dil kullanma durumunun kişilerin anlaşmasında zorluklar yarattığı ve önyargılı
davranışların insanı ne derece hataya sürüklediği anlatılmaktadır.
19.ETKİNLİK:
Romandaki olayların gerçeklikle ilgisini
Tanzimat Döneminin yaşama biçimiyle ilgili
araştırmanızdan edindiğiniz bilgilerin ışığında açıklayınız.
Romandaki kişilerin Alafranga tarzı yaşam biçimine ve Fransızca öğrenmeye
aşırı merakları Tanzimat döneminin en belirgin özelliğidir. Romanda batı
özentisi ve eğitimsizliğin yaratmış olduğu trajikomik olaylar yer alıyor. Dolayısıyla anlatılan
olaylar Tanzimat dönemindeki sosyal hayatın gerçekliğini ortaya koymaktadır.
1.
Bihruz Bey, Periveş
Hanım, Keşfî Bey ve Mösyö Piyer’in olay örgüsündeki işlevlerini tablo oluşturarak
defterinize yazınız.
Bihruz Bey, Periveş Hanım, Keşfî Bey ve Mösyö Piyer’in olay örgüsündeki
işlevleri:
Bihruz
Bey
|
Romanın başından sonuna bütün olaylar Bihruz Bey'in etrafında gelişir.
Olaylara yön veren, olayların akışını değiştiren en önemli faktör Bihruz
Bey’in duyguları ve kararlarıdır.
|
Periveş
Hanım
|
Romanda bir gizem olarak birçok olayın gelişmesine neden olmuştur.
Periveş, Bihruz’un hayatındaki çalkantılardan habersizdir. Yani haberi
olmadan birçok olaya neden olmuştur.
|
Keşfî
Bey
|
Söylediği yalanlarla Bihruz’un hayatını alt üst etmiş, olayların seyrini
değiştirmiştir.
|
Mösyö
Piyer
|
Bihruz’un yarım yamalak Fransızca öğrenmesinde katkısı olmuştur. Bihruz,
elindeki serveti tükettikten sonra yanında konakta çalışanların işine son
vermiş fakat Mösyö Piyer'i yanında tutmuştur. Çünkü Mösyö Piyer onun
Alafranga kişiliğinin mimarıdır.
|
2.
Tanzimat Döneminde
(gerçek hayatta), roman kahramanlarına benzer kişilerin olup olamayacağını
tartışınız. Ulaştığınız sonuçları sözlü olarak ifade ediniz.
Tanzimat Döneminde (gerçek hayatta), roman kahramanlarına benzer kişiler
olabilir. Çünkü romandaki kişilerin yaşam tarzları ve eğilimleri o dönem insanının
özelliklerine uymaktadır. (Fransızca merakı, alafranga giysiler, eğlence
düşkünlüğü...)
3.
Olaylar, hangi
mekânlarda geçmektedir?
Romanda mekan olarak en çok Çamlıca’daki gezinti yerleri yer almaktadır..
Bihruz, Periveş'i görme umuduyla defalarca buraya gelmiştir.
Bihruz, Beyoğlu sokaklarında gezmeyi çok sever. İşlerini pek önemsemez ama
Çamlıca, Haydarpaşa ve Fenerbahçe'de arabayla (at arabasıyla) gezmekten çok
zevk alır.
4.
Olayların geçtiği
mekânlar haritada gösterilebilir mi? Bu özellik yönünden destan, masal, mesnevi
ile okuduğunuz romandaki mekânı karşılaştırınız. Benzer ve farklı yönleri
tahtaya yazınız.
Olayların geçtiği ya da geçtiği düşünülen yerler gerçek mekânlardır ve
harita üzerinde gösterilebilir. (Beyoğlu, Çamlıca, Haydarpaşa...) Masallardaki
mekânlar ise hayal ürünü ve olağanüstü yerlerdir.
20. ETKİNLİK:
.. Düzenlenmesiyle epey uğraşılan bu
bahçenin, Rumi takvime göre bin iki yüz seksen altı senesinin bahar mevsiminde
açılacağı haberi, İstanbul ile üç beldenin halkı arasında duyulmuştu. (...)
Bihruz Bey’in sözü doğruydu. Daha üç dört ay önce Pol ve Virjini’yi birlikte
okumuşlardı. (...) Cumaya daha beş gün vardı ama nasıl olsa insan mutlu olunca
vakit çabuk geçiyordu. ” cümlelerinde
zamanı ifade eden kelimeleri aşağıya yazınız.
Yukarıdaki kelimeleri ve yüklemlerin kip
eklerini değerlendirdiğinizde olayın yaşandığı zamanla anlatıldığı zamanın
ilişkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
“Duyulmuştu, doğruydu, okumuşlardı, beş gün vardı, çabuk geçiyordu" kelimelerinde görülen
geçmiş zaman (-di’li geçmiş zaman) ekleri kullanılmıştır. Roman ve öykülerde yüklemler bu zaman ekleriyle çekimlenir.
Romanda anlatılan zaman geçmişte kalmıştır. Yazar ise geçmişe bakarak bu
olayları izliyormuş gibi bize aktarır.
5.
Romanın genelinde
olayların geçtiği zamanı takvimde göstermek mümkün müdür? Açıklayınız.
Romandaki olayların hangi yıl, hangi ay ve günde geçtiği belirtilmemiştir
ancak anlatılanların Tanzimat döneminde yani on dokuzuncu yüzyılda geçtiği bellidir.
6.
“Araba Sevdası” adlı
romanla halk hikâyesini zaman açısından karşılaştırınız. Farklılıkları arkadaşlarınızla
paylaşınız.
Araba Sevdası adlı romanda zaman gerçeklik özelliği taşır, abartı yoktur.
Zaman olaylar ve kişiler üzerinde oldukça etkilidir. Örneğin Bihruz Periveş'i
görmeden önce son derece neşeli ve eğlenceli bir hayat yaşamaktadır. Periveş’i
gördükten sonra aşk ve özlemle yanıp tutuşur. Geçen her gün, onu biraz daha
yıkar.
Halk hikâyesinde ise zaman kavramı olayları pek etkilemez. Tahir Mardin
zindanlarında yedi yıl yatar fakat bu durum bir cümlede geçiştirilir. Ayrıca
halk hikâyesinde belli bir tarihi dönem yoktur, hayali bir zaman vardır.
7.
Eseri kişi, zaman, mekân
ilişkisi yönünden değerlendiriniz. Metnin bu üç unsuru arasında bütünlükten
mi, uyumsuzluktan mı söz edilebilir? Neden?
Bütünlük vardır. Kişiler Tanzimat sonrası Türk toplumunun özelliklerini
yansıtır. Bu dönemdeki eğlence ve gezme merakı, Alafranga tutkusu, Fransızca
öğrenme çabaları, gençler arasında başlayan aşk ilişkileri hem kişi ile mekânın
hem de kişi ile zamanın ilişkisini yansıtmaktadır.
8.
“Araba Sevdası”
romanında temel çatışmayı oluşturan kavramlar nelerdir? Bu kavramları ve eserin
temasını defterinize yazınız.
Eserdeki temel çatışma hayal-gerçek çatışmasıdır. Bihruz, bir hayal uğruna
tüm hayatını ve servetini savurmuştur. Bu hayalin boş olduğunu öğrendiğinde ve
gerçeklerle yüzleştiğinde ise çok geç olmuştur. Buna göre romanın teması
“bilinçsiz batılılaşma”dır.
9.
Tanzimat Döneminin sosyal hayatı ile ilgili
araştırmanızdan edindiğiniz bilgilere dayanarak eserde ele alınan temanın
gerçekliğini belirleyiniz.
5.
Yazar, kendi değerlerini küçümseyip bilinçsiz bir
şekilde batılılaşmaya çalışan insanları ve onların düştüğü trajikomik durumları
yansıtmaktadır. Romanda ele alınan bu sorunlar Tanzimat döneminin
karakteristik sorunlarıdır ve gerçekliği yansıtır.
21 ETKİNLİK:
a.
Romantik ve realist
akımın ilkelerini tahtaya sıralayınız.
b.
Araba Sevdası romanında
hangi akımın etkisinin daha güçlü bir biçimde görüldüğünü tasvir ve tahlil
cümlelerinden örnekler göstererek tartışınız. Ulaştığınız sonucu sebepleriyle
birlikte defterinize yazınız.
Araba Sevdası romanında yazar realizm akımının etkisinde kalmıştır. Mekân
tasvirleri ayrıntılı değildir ve yazar olayları yorum katmadan, olduğu gibi aktarmaktadır.
10.
Eserde ele alınan
temanın, dönemin sosyal hayatıyla ilişkisi var mıdır? Niçin? Cevabınızı aşağıdaki
noktalı yerlere yazınız.
Araba Sevdası’nda ele alınan teması
sosyal hayatla ilişkilidir. Çünkü bilinçsizce batıya özenme, batıyı her yönüyle
örnek alma dönemin sosyal bir sorunudur.
11.
Bihruz Bey’in nasıl bir
aile ortamında yetiştiğini metinden örneklerle açıklayınız. Bihruz’un bir
hayale tutulmasının, varını yoğunu harcamasının nedenleri nelerdir?
Babası eski vezirlerdendir. Birçok farklı yerde çalıştığından Bihruz’un
eğitimiyle ilgilenemez fakat ona yüklü bir servet bırakır. Bihruz ise bu
serveti zevk ve eğlence uğruna hızla tüketmeye başlar.
12.
Aşağıda verilen parçadan
hareketle romanın kim tarafından anlatıldığını, anlatıcının bakış açısını
belirleyiniz.
“... Zavallı Bihruz Bey, ne kadar çirkin
olduğunu görebildiği an bu durumdan fazlasıyla nefret ederek kendi kendine şu
şekilde söylenmeye başladı.. .Aşk bir insanın yalnız kalbine değil; aklına,
fikrine, manevi güçlerine hâkimdir. Daima şüphe ve vesveseler içinde bulunmaktan
hoşlandığı için kulak ve göz her istediği, her gördüğü şeyi onun mizacına göre
duyup görmeye; düşünme gücü her kararını onun arzusuna göre vermeye mecburdur.
Bihruz Bey’i, birkaç zamandır düşünce ve
özlemlerinin aldığı ciddi tavra nazaran bir âşık kabul ettiğimize göre yalancı
Keşfi Bey’den duyduğu kara haberlere inanmasını mazur görmemiz gerekir... ”
Roman üçüncü tekil kişi ağzından anlatılmıştır. İlahi
bakış açılı anlatıcı vardır.
13.
Recaizade Mahmut Ekrem,
eserini sanat yapmak amacıyla mı, toplumu bilinçlendirmek ve eğitmek amacıyla
mı yazmış olabilir? Bihruz Bey’in tanıtıldığı bölümleri dikkate alarak
düşüncenizi açıklayınız.
Toplum için sanat anlayışı vardır.
14.
Aşağıdaki paragrafta
kullanılan dilin halk diline yakın, sade oluşu ile yazarın eseri yazmaktaki
amacı arasında nasıl bir bağ kurulabileceğini açıklayınız.
“...Bu bakışın manası Keşfi Bey’e: ‘Bey!
Sen o arabaya hiç de yakışmıyorsun!’ demek miydi? Yoksa kendisine karşı: ‘Ne
için böyle adi adamlarla görüşüyorsunuz?’ veyahut ‘Yanınızda o bulunmasaydı
size daha başka türlü bakacaktım... ’ yollu bir şey miydi? Bunu derhâl anlamak
Bihruz Bey için pek mühim ve bu da Keşfi Bey’in savunulmasına mütevakkıf idi...
”
Yazar, şiirlerine göre daha sade ve açık bir dil kullanmıştır. Ancak
trajikomik bir roman için bu üslup yine de ağır sayılır. Yazarın halkın diline
yakın bir dil kullanmasındaki amacı okuyucuyu daha kolay etkilemektir.
15.
“Araba Sevdası”
romanında yerli ve mahallî unsurların olup olmadığını tartışınız. Ulaştığınız
sonuç, eserin yerli ve mahallî unsurlar taşıdığı ise bu unsurlara eserden
örnekler veriniz.
“Eski vezirlerden rahmetli (...) Paşa’nın oğlu” sözündeki “rahmetli”
tabiri mahalli bir unsurdur. Eserde bundan başka mahalli bir unsur yoktur.
16.
Recaizade Mahmut Ekrem,
bu eseri niçin yazmış olabilir?
Eserin yazılış amacı sosyal hayatın bir sorunu haline gelen eğitimsizlik
ve bilinçsiz batılılaşmanın tehlikelerini gözler önüne sermektir.
17.
Bundan önce
incelediğiniz iki romandan hangisinin teması, “Araba Sevdası”nın teması ile benzerlik
göstermektedir?
Araba Sevdası romanının teması ile Felâtun Bey ile Râkım Efendi romanının
teması birbirine benzemektedir. Her iki romanda da yanlış batılılaşma
anlatılmıştır.
22.ETKİNLİK:
“Araba Sevdası” romanını “Kerem ile Aslı”
adlı halk hikâyesiyle olay örgüsü, kişiler, tema, zaman, mekân, dil ve anlatım
yönlerinden karşılaştırınız. Benzerlik ve farklılıkları defterinize yazınız.
|
Araba Sevdası
|
Kerem ile Aslı
|
Olay
örgüsü
|
Bihruz’un aile yapısı ve çocukluğu Eğlenceli bir gençlik ve savurganlık
Babasının ölümü Periveş’i tanıması Periveş’i arayış, aşk ve özlem
Periveş’in öldüğü haberi ile başlayan bunalımlı günler Periveş’le karşılaşma
ve gerçeği anlama
|
Padişah ile keşişin çocuklarının olmaması İkisinin diyar diyar dolaşıp
çare araması Padişahın hanımının rüya görmesi Kerem ile Aslı'nın doğuşu
Aslı'nın ailesinin kaçıp gidişi Kerem ile Aslı’nın tesadüfen görüşüp aşık
olmaları Keşişin tekrar kaçması Kerem’in diyar diyar dolaşıp Aslı’yı araması
Aslı ile Kerem'in kavuşması Düğün gecesinde önce Kerem’in, sonra Aslı’nın yanarak
can vermeleri
|
Kişiler
|
Bihruz, Periveş, Bihruz’un annesi, arkadaşı, Mösyö Piyer, Keşfî Bey
|
Aslı, Kerem, Padişah ve karısı, Keşiş ve karısı,Sofi, Halep paşası...
|
Tema
|
Bilinçsiz batılılaşma
|
Aşkın gücü
|
Zaman
|
Tanzimat yılları
|
Belirli olmayan bir zaman (izâfı zaman)
|
Mekân
|
Süleymaniye, Çamlıca, Beyoğlu sokakları, mesire yerleri, Haydarpaşa...
|
İsfahan, Kelb, Gence, Revan, Çıldır, Ürgüp, Tiflis, Muş, Erzurum, Sivas,
Parmak Ovası, Antakya, Haşan Kalesi, Tercan, Halep...
|
Dil ve anlatım
|
Anlaşılır fakat edebi bir dil
|
Halkın konuşma dili
|
18.
“Araba Sevdasından yola çıkarak
Recaizade Mahmut Ekrem’in fikrî ve edebî yönüyle ilgili çıkarımlarınızı
tahtaya maddeler hâlinde yazınız.
Recaizade’nin fikrî ve edebi kişiliği:
Yazar, yanlış Batılılaşmaya karşıdır.
Alafrangalık uğruna katlanılan komiklikleri, gençlerin içine düştüğü
bocalamayı anlatır.
Bihruz, yerli ve millî olan hiçbir şeyi beğenmez; Fransızca konuşup
yazmaya özenir. Recaizade Mahmut Ekrem, kendi diline ve mili değerlerine
yabancılaşan bu gençliği toplum için bir tehdit olarak görür.
Yazar romanlarında toplumsal konulara ağırlık verirken şiirlerinde
bireyselliğe yönelmiştir. Şiirde sanat için sanat anlayışını benimser.
Edebiyatımızda realizmin etkisiyle yazılmış ilk roman Araba Sevdası'dır.
Yazar bu romanda olaylara realist bir bakış açısıyla yaklaşmıştır.
19.
a. Aşağıdaki paragrafta sözü edilen mektupla ilgili
değerlendirmeler kime aittir?
“tik karaladığı mektuba bile gülünecek
şekilde hayrette bırakan bu komik gariplikleri, bu acayip yazıyı Bihruz Bey,
büyük bir dikkatle neredeyse on defa okudu. Biraz fazla alafranga olmasından
başka hiçbir kusurunu bulamadı... ”
Mektupla ilgili değerlendirmeler yazara aittir. Aşırı Fransızca kelimelerle
yüklü bu mektup yazara göre komiktir.
b.
Recaizade Mahmut Ekrem, “Araba
Sevdası” romanında eserin yazarı olarak varlığını okuyucuya hissettirmekte
midir? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Eserin genelinde yazar, varlığını okuyucuya
hissettirmiyor. Roman realist bir eser olduğu için yazar kişiliğini
gizlemektedir. Yazar zaman zaman duygularını yansıtmış. (yukarıdaki mektup
örneğinde olduğu gibi) Bu tutum realizmin ilkelerine aykırıdır. Eser ilk
realist roman olduğu için yer yer romantik unsurlar görülür.
20.
Aşağıda Recaizade Mahmut
Ekrem’in “Araba Sevdası” romanı için yazdığı ön sözden bir bölüm verilmiştir.
Romandan, Hikmet Feridun Es’in görüşlerinden ve Recaizade Mahmut Ekrem’e ait ön
sözden hareketle eser-yazar ilişkisi ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
. .İnsanlığa
bağlı olarak cereyan etmekte olan, ders alınması gereken olaylara ve durumlara
şiir ve hikmetle karışık bir gözle bakılırsa hepsi de az çok hazin görünür.
Bunlardan bir kısmının kederli gözyaşlanyla, diğer bir kısmının garip gülüşler
ile kabul edilmesindeki fark, olayların içyüzündeki feciliğe değil; keyfiyyet-i
itibare aittir. Gerçek veya imkân dairesinde zihinde şekillendirilebilen ve
yazılabilen büyük küçük hikâyeler ise olayların ve insanlığın hâllerinin ders
veren birer aynasıdır... ”
Recaizade Mahmut Ekrem
Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası adlı romanının ön sözünde yazdığı
şu cümle eser yazar ilişkisinin boyutlarını ortaya koyar: Gerçek veya imkân
dairesinde zihinde şekillendirilebilen ve yazılabilen büyük küçük hikâyeler
ise olayların ve insanlığın hâllerinin ders veren birer aynasıdır...”
“Çamlıca’nın güzel günlerinde ve Ekrem’in
yeni şöhret olduğu ve gençliği döneminde o da Çamlıca müdavimleri arasına
katılır. Hatta yalnız katılmakla kalmaz, sıhhatini ileri sürerek Çamlıca’nın
Milllet Bahçesi’ne yakın bir de köşk kiralar. O yaz Ekrem’in en mesut günleri,
çeşitli gönül maceraları da olur. Araba Sevdası’ndaki kişiler o yaz orada
yaşamışlardır. ”
Hikmet
Feridun Es
Hikmet Feridun Es, Recaizade’nin Çamlıca’ya sık sık gittiğini, burada bir
köşk kiraladığını ve bazı gönül maceraları yaşadığını anlatmaktadır. O halde
Araba Sevdası romanında yazarın kendi yaşamından izler olduğunu
söyleyebiliriz. Eser, yazarın hayatından, hayallerinden ve düşüncelerinden
izler taşımaktadır.
ellerinize sağlık cok teşekkürler. :)
YanıtlaSil